Habersiz Tebligat: Herkesin Başındaki Demoklesin Kılıcı / Bumin Doğrusöz

Bu gün tekrar, kişilerin hukuki güvenliği açısından son derece önemli gördüğüm  “habersiz tebligat” konusuna döneceğim. Vergi Usul Kanunu’na ilişkin 511 sayılı Genel Tebliğ ile getirilen “mükellefe, kendisine tebligat yapıldığının SMS veya mail yoluyla bildirilmemesi halinde dahi tebligatın geçerli olacağına” ilişkin düzenlemenin hukuka aykırılığını 3.12.2019 günlü DÜNYA Gazetesindeki köşemde yazmıştım. Konu tekrar Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun, Bölge İdare Mahkemeleri Arasındaki Aykırılıkların Giderilmesi kapsamında konuyu ele alması ve E. 2021/2 K.2021/4 sayı ve 22.9.2021 tarihli kararı ile “Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi uyarınca yapılan elektronik tebligat sistemine başvuru sırasında veya daha sonra bildirilen telefon numarasına ve/veya e-posta adresine bildirme mesajı gönderilmesinin tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemeyeceği”ne oy birliği ile karar vermesi ile tekrar herkesin dikkatini çekti.

Söz konusu Danıştay Kararı, tamamen Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nden hareket etmiş, 456 sayılı Vergi Usul Genel Tebliğinde bu konuda bir açıklık olmamakla birlikte 511 sayılı Genel Tebliğ ile bu Genel Tebliğde yapılan değişiklikle kendisine elektronik tebligat gönderilen kişiye sms veya e-mail yoluyla bilgi verilmemesinin tebligatın geçerliliğini etkilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulduğu, nitekim Vergi Usul Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde Tebligat Kanunu’nun 51 ve 7/a maddesine göre çıkartılmış Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 10. Maddesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğu gerekçelerine dayanmıştır. Kısacası, Danıştay Genel Tebliğ düzenlemesini, hukukiliğini ve temel haklarla ilişkisini dikkate almaksızın, geçerli norm kabul ederek karar vermiştir. Bu karara ilişkin görüşlerimi 25.11.2021 günü Dünya Gazetesindeki köşemde yazmıştım.

Konu sadece vergi idaresinin yapacağı tebligatları ilgilendirmemektedir. Zira Gelir İdaresi’nin yanı sıra trafik para cezaları, Ticaret Bakanlığı tebligatları, Vergi Denetim Kurulunun tebligatları da Maliye Bakanlığının elektronik tebligat sistemine göre yapılmaktadır. Gümrük İdaresi de Maliye Bakanlığının sistemini kullanmaktadır. Hepsi, habersiz tebligat konusu olabilmektedir. 1.1.2022’den itibaren SGK’da elektronik tebligat sistemini kullanacaktır. Kuvvetle muhtemel ki Kanunun 88/23. maddesine göre Maliye Bakanlığının sistemini kullanacaktır. Üstelik SGK’nın bu konuda yayınladığı Yönetmelikte, kişilerden haber verilmesi için mail adresi ve SMS için telefon numarası bildirilmesi dahi istenmemektedir. Demek ki SGK’da hebersiz tebligat yapacaktır.

Hiç haberiniz olmadan vergi idaresinden, trafik idaresinden, Ticaret Bakanlığı’ndan, Gümrük İdaresinden ve en önemlisi SGK’dan size tebligat yapılabilecek ve siz haberiniz olmadığı için dava açma süresini kaçıracaksınız. Vergi denetim kurulundan defter ve belgelerinizi ibraz etmeniz için habersizce size yazı tebliğ edilecek. Haberiniz olmadığı için ibraz yükümlülüğünü ifa edemediğinizden doğru Asliye Ceza Mahkemesine sevk edileceksiniz.

Bu arada Gelir İdaresi Başkanlığı web sitesinde Mükellef hakları Bildirgesi’nde “Mükellef odaklı yaklaşımdan söz ederek, mükelleflerin vergi mevzuatından doğan hak ve ödevleri konusunda bilgilendirilmesi, hizmetler ile iletişim kanallarının hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi, mükellef haklarının korunması için gerekli alt yapının hazırlanması” vaadinde bulunacak.

Yabancı sermayeye Türkiye’de yatırım yapması için yalvaracağız, yatırımlarının hukuki güvenlik içerisinde yapabileceklerini söyleyeceğiz. Sonra size haber bile vermeden tebligat yapar, yargıya erişim hakkını yok eder, mülkiyet hakkınızı zedeleriz diye Genel Tebliğ yazacağız, Yönetmelik çıkartacağız. Bu düzenlemeler neticesinde vergi mükelleflerinin yanı sıra, trafiğe çıkan, gümrükte işlem yapan, işçi çalıştıran herkes risk altındadır.

Bu nedenle 511 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 10. maddesinde yer alan, kişilere mail yolu ile ve sms ile haber vermeksizin yapılan tebligatların da geçerli olacağına ilişkin yasal dayanağı olmayan ve tamamen idarelerin ihmalkârlığını kusur olmaktan çıkartmayı amaçlayan, ancak neticede yargıya erişim hakkını ortadan kaldıran düzenlemeler kaldırılmalı, hatta tam tersine “haber vermeden yapılan tebligatın geçerli olmayacağı” şeklinde değiştirilmelidir.

Konuya ilişkin geçen yazımdan bu yana önemli bir gelişme yaşandı. 1.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de bir Anayasa Mahkemesi kararı yayınlandı. Bu karar, doğrudan habersiz tebligatla ilgili olmamakla birlikte, konumuza ilişkin çok önemli saptamalar içermektedir. Bu nedenle konuya bir de Anayasa Mahkemesi’nin gözü ile bakmakta yarar olduğu inancındayım. O da gelecek yazımda.

(Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi | 07.12.2021)

About Author

Comments are closed.