BAŞVURU KONUSU OLAYIN ÖZETİ
Başvuru sahibinin çalıştığı şirket bünyesinde kendisine verilen kurumsal e-postaya ait bilgi, trafik ve içerikler, işverene ait sunucu üzerinde saklı tutulmaktadır. Başvuru sahibi ile işyeri arasında yaşanan bazı sıkıntılar sonucu başvuru sahibinin kurumsal e-posta yazışmaları işveren tarafından incelemeye alınmış ve akabinde e-posta yazışmalarından elde edilen birtakım bulgulara dayanarak işveren başvuru sahibinin iş akdini feshetmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İş akdinin feshinden sonra başvuru sahibi işveren aleyhine işe iade istemli tespit davası açmış, fesih nedeni olarak gösterilen e-posta yazışmalarının şahsi görüşmeler olduğunu ve gerek savunmaya davet çağrısında gerekse sözlü savunma mülakatında bu e-postalar ile ilgili soru sorulmadığını ifade ederek iş akdinin feshinin haklı bir gerekçeye dayanmadığını ileri sürmüştür.
İşveren cevabında ise başvuru sahibi ile yaşanan sıkıntıların temelinde işyerinde diğer çalışanlar arasında ispatı neredeyse imkânsız birtakım olayların yaşanması sebebiyle başvuru sahibinin kullanımındaki kurum e-posta hesabının incelendiği belirtilmiştir. Aynı cevapta, anılan incelemenin yönetici ile ekip üyeleri arasında geçen yazışmalar ile sınırlı tutulduğu, başvuru sahibinin e-postasının incelenmesi neticesinde bu mesajların silindiğinin tespit edildiği, başvuru sahibi ile sözlü savunma mülakatı gerçekleştirilmesine rağmen başvuru sahibi ile ilgili iddiaların gerçek olup olmadığı yönünde somut veriye ulaşılamaması nedeniyle e-postaların incelendiği ve ayrıca kurumsal e-postaların işveren tarafından her zaman incelenebileceği ifade edilmiştir.
İlk derece mahkemesi 29 Ağustos 2015 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvuru sahibinin görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için verilen ve işveren tarafından da ulaşılabileceğini bildiği e-posta adresini kullanmak suretiyle ekip arkadaşları hakkında yorumlarda bulunmasının haklı fesih nedeni oluşturduğu ve bu sebeple işverence yapılan feshin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
YARGITAY’IN (ONAMA) KARARI
Anılan ilk derece mahkemesi kararı, başvuru sahibi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinde başvuru sahibi kişisel e-posta hesapları üzerinden gerçekleştirilen yazışmaların fesih gerekçesi olarak gösterilmesiyle özel hayatın gizliliğinin ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği, buna rağmen ilk derece mahkemesi tarafından söz konusu mesajların delil olarak değerlendirildiği belirtmiştir. Ayrıca kurumsal e-postanın şifreli olduğu, işyerinde çalışanlara e-posta yazışmalarının okunabileceğine dair bildirim yapılmadığı, bu konuda çalışanların rızasının alınmadığı, davalı işverenin de dava sırasında bu durumun aksine bir iddiasının olmadığı ve sadece e-postaların okunabileceğinin bilinmesi gerektiğini iddia ettiği belirtilmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12.05.2016 tarihli ilamıyla ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır. Bunun üzerine başvuru sahibi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi, yapılan inceleme sonucunda,
- İşveren tarafından kurumsal e-posta hesabı üzerinden yapılan iletişimin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünde işçiye açık bir bilgilendirme yapılmadığı,
- Başvuru sahibinin e-posta iletişiminin içeriğine erişilmesinin ve bu içeriklerin incelenmesinin şikayet ve savunma süreçlerinin takip edilmesi, iş yer kayıtlarının incelenmesi, tanıkların dinlenilmesi gibi diğer araçlar mevcut iken hangi sebeplerle zorunlu ve gerekli görüldüğünün işveren tarafından açık bir şekilde ortaya konulamadığı,
- Başvuru sahibinin iş akdinin feshine dayanak olan olay dışında başvuru sahibinin konu ile ilgisiz ve başkaca içeriklere sahip üçüncü kişilerle yapılan özel yazışmalara da ulaşıldığı şeklinde gerekçelerle başvuru sahibinin Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ ÖNEMİ
Anayasa Mahkemesi, 17 Eylül 2020 tarihinde verdiği bu kararla, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2009/447 esas ve 2010/37516 karar numaralı, işverenin çalışanlara ait bilgisayar ve e-postaları her zaman denetleme yetkisinin bulunduğu ve bu yazışmalarda bulunan delillerin kendisi için haklı fesih nedeni oluşturabileceğine ilişkin emsal kabul edilen kararına karşı konuyu kişisel verilerin korunması prensipleri bakımından farklı şekilde değerlendirerek işverenin, çalışanın şirket e-postası ve içeriklerine her durumda ulaşamayacağına, bunun ancak belirli sınırlar dahilinde söz konusu olabileceğine kanaat getirmiştir.
Kaynak: https://www.itohaber.com/koseyazisi/213779/kurumsal_e-postalarin_incelenmesine_iliskin_anayasa_mahkemesi_karari.html