GARANTİ KAPSAMINDA YAPILAN İŞLEMLERDE KATMA DEĞER VERGİSİ
Dr. İsmail PAMUK-Yeminli Mali Müşavir
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1 maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan emtia teslimi ve hizmet ifasının katma değer vergisine tabi bulunduğu, 5’ici maddesinde, vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılmasının hizmet sayılacağı düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 10/a maddesinde, mal teslimi veya hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği hükme bağlanmıştır.
Garanti kapsamında satılan mallar nedeniyle satış sonrası bedelsiz olarak verilen bakım, onarım ve yenileme hizmetlerinin bedelleri ile yine bedelsiz olarak yapılacak teslimlerin katma değer vergisine tabi olup olmadığı hususunda tereddüt ortaya çıkabilmektedir. Garanti kapsamında satılan mallara ilişkin satış sonrası bahsedilen türden yapılan işlemler, katma değer vergisi bakımından hizmet ifası ve mal teslimi kapsamına girmektedir. Ancak, tüketici satın alma işleminde, garanti nedeniyle fazladan bir bedel ödediği için, bu türden bedelsiz işlemler için katma değer vergisi hesaplanmaması gerekmektedir. Aksi takdirde mükerrer vergilendirmeye yol açılacaktır.
Nitekim İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü’nün 30/09/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1694 sayılı özelgesinde; “Garanti verilerek yapılan işleme ait maliyetin bir unsuru olarak başlangıçta işlem bedeli içerisinde tahsil edildiğinden yetkili servisler tarafından alıcılara bedelsiz olarak yapılan teslim ve hizmetler için KDV hesaplanması söz konusu değildir. Bu nedenle garanti kapsamında yetkili servislerin alıcılara bedelsiz olarak yaptığı teslim ve hizmetler için yetkili servis tarafından nihai tüketici olan alıcılar adına fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.” şeklinde görüş verilmiştir. Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü’nün 31/01/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.41.15.01-KDV-2011/18-27 sayılı özelgesinde de aynı yöndedir.
Konuya ilişkin Danıştay Dördüncü Dairesinin 10/09/2018 tarihli ve Esas No: 2016/1464, Karar No: 2018/7266 sayılı kararında da aşağıdaki şekilde açıklama yapılarak benzer şekilde hüküm kurulmuştur;
“Garanti kapsamında ifa edilen tamir, bakım ve onarım her ne kadar bir hizmet ifası olsa da, bedeli başlangıçta satılan emtianın satış fiyatı içinde maliyet bedeli olarak değerlendirilip, o malın satış fiyatının da buna göre belirlendiği durumlarda, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yeni bir mal teslimi ve hizmet ifası söz konusu olmadığından, bu türden hizmetlere katma değer vergisi uygulanmayacağı, dolayısıyla ticari her mal teslimi veya hizmet ifasının kendine özgü iktisadi, ticari ve teknik icaplarının bulunabileceği ve ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği hususunun her türlü izahtan vareste olduğu görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından yurt dışından ithal edilen araçların ithalatı esnasında garanti masrafları nedeniyle arttırılmış tutar üzerinden katma değer vergisi ödendiği, garanti kapsamında verilen hizmetlerden doğan garanti alacaklarının asıl sorumlusu olan ana üretici firmaya yansıtılmasına dair fatura düzenlenirken katma değer vergisi hesaplanmaması gerektiği iddialarıyla 2010/12 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden gerçekleştirilen tahakkuk işlemi dava konusu edilmiştir.
Bilindiği üzere, ticari hayatta imalatçı ya da bayilerce satışı yapılan mallar için belli sürelerle tamir garantisi verilmekte, garanti süresi dolmadan meydana gelen arızaların onarımı hizmeti karşılığında da herhangi bir bedel söz konusu olmamaktadır. Garantili olarak satılan malın satış bedelinin içinde, ileride doğabilecek garanti giderlerini karşılayacak ortalama bir meblağ da yer aldığından, garanti kapsamında yapılacak bedelsiz teslim ve hizmetlerin garantili malın satış bedeli içinde peşinen katma değer vergisine tabi tutulduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim yedek parça teslimi veya servis hizmetlerine dair bedeller, üretim ve kalite riski göz önünde bulundurularak araçların satış fiyatına yansıtılmaktadır. Öte yandan, arıza gerçekleşip, bu arıza bedelsiz olarak giderildiğinde, yeniden katma değer vergisi hesaplanmasının mükerrer vergilendirmeye neden olacağı da açıktır.
Bu durumda, davacının yurt dışından ithal edilen araçlara ilişkin olarak yurt içinde gerçekleştirilen yedek parça teslimleri veya servis hizmetlerinin, malın satışı esnasında verilen garanti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, davacı şirket tarafından 2010/12 dönemine ilişkin olarak verilen katma değer vergisi beyannamesindeki ihtirazi kayıt kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”