Ak Parti milletvekilleri tarafından 16 Ekim’de TBMM’ne sunulan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” çalışma hayatına ilişkin birçok düzenleme içeriyor. Bu günkü yazımızda bu düzenlemeleri değerlendireceğiz.
Teklifin genel gerekçesinde, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasının, salgın nedeniyle işçi ve işverenler üzerinde oluşan yükün sosyal devlet ilkesi gereğince paylaşılmasının ve giderilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Teklifte bu amaca hizmet edecek ne tür düzenlemeler var, gelin birlikte bakalım.
Kanun teklifinin ilk maddesiyle yeni bir istihdam teşviki getirilmektedir. Buna göre, işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilerin işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içinde işe girmeleri ve bu işyerinde 12 ay süreyle kesintisiz çalıştırılmaları halinde uzun vadeli sigorta kollarına ait primlerin tamamı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır. İşsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilerin istihdama hızlı dönüşlerinin teşvik edilmesinin amaçlandığı bu teşvike ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecektir.
Hâlihazırda uygulanmakta olan istihdam destek ve teşviklerinden uygulama süresi bu sene sonunda bitecek olanların uygulama sürelerinin 31.12.2023 tarihine kadar uzatılması konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmektedir. Bu uzatma haberi işverenler tarafından dört gözle beklenmekteydi. Teklifte işverenleri rahatlatacak en önemli hususun bu olduğu söylenebilir.
2021 yılı başında yürürlüğe girecek olan Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması 31.12.2023 tarihine ertelenmektedir. Böylece koronavirüsten olumsuz etkilenen esnafın bu dönemde yeni bir prim ödeme yüküyle karşı karşıya kalmaları önlenmiş olacaktır. Bu yönüyle teklif yerindedir. Ancak uygulama başlangıç tarihinin 31.12.2023 olması bize göre uygun değil. 01.01.2024 olarak belirlenmesi uygulama başlangıcındaki belirsizliklerin giderilmesi açısından daha uygun olurdu.
7252 sayılı Kanunla kısa çalışma uygulamasının 31.12.2020 tarihine kadar uzatılması konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmişti. Bu süre 30.06.2021 tarihine uzatılmıştır. Bilindiği üzere, çalışanların ücretsiz izne çıkarılmasına ilişkin olarak da Cumhurbaşkanı’na 30.06.2021 tarihine kadar yetki tanınmıştı. Böylece bu iki uygulama arasında süre olarak paralellik sağlanmıştır.
Yine 01 Temmuz tarihinden önce kısa çalışmaya başvurmuş olan özel sektöre ait işyerlerinde, kısa çalışmanın sona erdirilerek haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesi durumunda sağlanan normalleşme desteğinin 30.06.2021 tarihine kadar uzatılması konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmektedir. 7252 sayılı Kanunla getirilen normalleşme desteği 31.12.2020 tarihinde sona erecekti. Bu düzenlemeyle normalleşme desteğinin süresi 6 aya kadar uzatılabilecektir.
Teklifin 8’nci maddesi hayli ilginç. Her türlü iş veya hizmet sözleşmesi 01.01.2019-17.04.2020 tarihleri arasındaki dönemde sona erenler ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmeksizin çalışanların en son çalıştıkları işyerlerine başvurmaları ve bu işverenler tarafından fiilen çalıştırılmaları halinde bu sigortalılar için işverenlere her ay Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek üzere günlük 41,15TL destek verilmesi önerilmektedir. Başvuruda bulunanlardan işveren tarafından işe alınıp ücretsiz izne ayrılanlar için ise günlük 39,24TL nakdi ücret desteği verilecektir. Ayrıca bu kapsamda olup başvurusunun kabul edilmediğini bildirenler için hane başına 34,34TL destek verilmesi öngörülmektedir. İşverenin sigortasız işçi çalıştırdığını kabul ederek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan destek talep etmesi bize pek olanaklı gelmiyor. Bu nedenle bu maddenin komisyon görüşmeleri aşamasında epey değişikliğe uğrayacağını söyleyebiliriz.
Teklifte bir başka teşvik düzenlemesi daha yer almaktadır. Buna göre, işverenler tarafından 2019/Ocak-2020/Nisan döneminde en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek her bir sigortalı için bu işverenlerin her ay Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle günlük 44,15TL destek sağlanacaktır. Bu kapsamda işe alınan işçilerin işveren tarafından ücretsiz izne çıkarılması halinde ise günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği verilecektir. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmeleri belirli süreli iş sözleşmesi olarak tanımlanmakta ve belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamamaktadır. Teklifle yirmibeş yaşını doldurmayan veya elli ve üzeri yaşta olan işçilerle objektif bir nedene dayanmayan belirli süreli iş sözleşmesi yapabilmenin önü açılmıştır. Bu şekilde yapılacak iş sözleşmelerinin süresi iki yılla sınırlandırılmıştır.
Teklifte yer alan başka bir düzenlemeye göre, hizmet akdiyle bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan ve çalıştıran kişi yanında 10 günden az istihdam edilen 25 yaşından küçük gençler için sadece kısa vadeli sigorta kolları primleri ödenecek, malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kollarına prim ödenmeyecektir. Bu şekilde çalıştırılan gençlerin genel sağlık sigortalarını 30 güne tamamlamaları zorunlu tutulmuştur. Uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin primlerini sigortalı isterse ödeyebilecektir. Ödenmesi halinde bu primler 4/a sigortalılığına sayılacaktır.Teklifte ayrıca basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların yılda 90 günlük fiili hizmet süresi zammından yararlanmalarına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Görüleceği üzere, torba yasa teklifiyle getirilmesi öngörülen düzenlemelerin önemli bir bölümü çalışma hayatının beklentilerini karşılamaktadır. Teklifin koronavirüs salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasına, salgın nedeniyle işçi ve işverenler üzerinde oluşan yükün sosyal devlet ilkesi gereğince paylaşılmasına ve giderilmesine ilişkin amaca hizmet edeceği şüphesizdir. Ancak teklifte yirmibeş yaşını doldurmayan veya elli ve üzeri yaşta olan işçilerle objektif bir nedene dayanmayan belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi, 25 yaşın altındaki istihdam edilen gençler için uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmemesi gibi hak kayıplarına neden olacak düzenlemeler yer almaktadır. Çalışma barışının sağlanması açısından komisyonlarda teklifin bu hükümlerinin yeniden değerlendirileceğini umuyorum.
Cahit Evcil / Gazete Vatan | 20.10.2020