KDV İADELERİNDE İSTİSNA BELGESİNİN HUKUKİLİĞİ Dr. İsmail PAMUK-Yeminli Mali Müşavir

KDV iadeleri; tam istisnaya tabi işlemler, indirimli orana tabi işlemler, kısmi tevkifat uygulaması, fazla veya yersiz ödenen vergiler ve uluslararası anlaşmalar olmak üzere beş farklı kaynaktan doğabilmektedir. Bununla birlikte, KDV iadelerinin temelinde tam istisnaların bulunduğunu söylemek mümkündür.

Tam istisnaya tabi işlemlerden doğan iadelerin kanuni dayanağı KDV Kanunu’nun 32’nci maddesidir. Bahse konu düzenlemeye göre; KDV Kanunu’nun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur.

Tam istisnalar içinde ağırlığı oluşturanlar KDV Kanunu’nun 11’inci maddesinde düzenlenen mal ve hizmet ihracatı ile aynı Kanunun 13’üncü maddesinde hüküm altına alınan araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisnadır. Diğer yandan KDV Kanunu’nun geçici maddelerinde düzenlenmiş önemli istisnalar bulunmaktadır.

KDV Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile geçici maddelerde yer alan istisnaların önemli kısmı için KDV Genel Uygulama Tebliği ile istisna belgesi alınması şartı getirilmiştir. Çok sayıda özelgede de bu yönde görüş verilmiştir. KDV Genel Uygulama Tebliğinde bahse konu şarta ilişkin düzenlemelerin bir kısmının bilgileri aşağıda belirtildiği gibidir.

-KDV Kanunu’nun 13/1-a maddesinde düzenlenen; deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının tesliminde, tadil, bakım ve onarımında, imal ve inşasına ilişkin alımlarda istisna için KDV Genel Uygulama Tebliği’nin II/B-1 bölümü (adı geçen Tebliğin 6A, 6B, 6C, 6D, 6E, 6F numaralı ekindedir),

-KDV Kanunu’nun 13/1-c maddesinde yer alan; altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ve Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetlerdeki istisna için KDV Genel Uygulama Tebliği’nin II/B-3 bölümü (adı geçen Tebliğin 7A, 7B, 7C, 7D, 7E, 8B numaralı ekindedir),

-KDV Kanunu’nun 13/1-ı maddesinde hüküm altına alınan; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin içeriğinde bulunan hammaddelerin teslimi ile yem teslimlerinde istisna için KDV Genel Uygulama Tebliği’nin II/B-11 bölümü (adı geçen Tebliğin 23B numaralı ekindedir).

Ancak ilgili kanun hükümleri tetkik edildiğinde, istisna belgesi alınması gerektiği yönünde bir şart bulunmamaktadır. Konuya ilişkin Danıştay 4. Dairesinin 18/04/2013 tarihli ve Esas No: 2011/8714, Karar No: 2013/2589 sayılı kararında; istisna kapsamında mal satın almak isteyen alıcıların, istisna belgesi alma zorunluluklarının tebliğ ile getirildiği, Kanunla verilen bir hakkın tebliğ ile geri alınması veya Kanunda yer alan düzenlemenin tebliğ hükmü ile daraltılması mümkün olmadığından davalı idarenin tebliğe dayanarak davacıdan bu yazıyı istemesinde yasaya uyarlık bulunmadığı yönünde hüküm verilmiştir.

Bu açıklamalar uyarınca, KDV iadelerinde istisna belgesinin aranması, kanuni bakımdan yerinde bir düzenleme değildir. Zira Kanunda yer almayan bir şartın, KDV iadesini sınırlandıracak bir şekilde Tebliğ ile düzenlenmesi, verginin kanuniliği ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

(Bu yazı 13/06/2023 tarihinde ekonomim.com sitesinde yayımlanmıştır.)

 

 

 

About Author

Comments are closed.