İktisat; Arapçada tam hedefe yönelme anlamına gelen kast sözcüğünden türetilmiş bir sözcük. Şemseddin Sami’nin ünlü sözlüğü Kamus-ı Türki’de iktisat kelimesinin iki anlamına vurgu yapılıyor: Ölçülü, ılımlı davranma ve harcamada tasarruflu olma. Sözcüğün İngilizcesi Economics, Fransızcası Économie. Türkçede, bu bilim dalı için uzun süre İktisat kullanıldı. O dönemlerde kurulan bölümlere ve fakültelere de İktisat Fakültesi veya İktisat Bölümü adı verildi. İlerleyen dönemlerde Fransızcadan uyarlanan Ekonomi de kullanılır oldu.
İngilizcedeki Economics ile Economy ya da Fransızcadaki Économie (Türkçeye ikisi de Ekonomi diye çevriliyor) aynı kökenden gelseler de farklı anlamlar taşıyor. Economics, bilimin adı. Economy ise o bilimin çerçevesini çizdiği sistemin adı. Bir başka ifadeyle ekonomi, bir ülke veya bölge ya da dünyanın tamamının üretim, tüketim, yatırım, parasal ilişkiler gibi ekonomik göstergeler çerçevesindeki durumunu ifade ediyor. İngilizcedeki bu ayrıma karşılık Fransızcadaki Économie hem bilimi hem de sistemi ifade ediyor. Türkçede de durum Fransızcadaki gibi. Ekonomi hem bilimi hem de sistemi ifade ediyor. Mesela bilimi kastederek ekonomi dediğimizde arz, talep, firma dengesi, para arzı, GSYH, enflasyon, işsizlik gibi konularla uğraşan, onları tanımlamaya, açıklamaya ve yorumlamaya çalışan bilim dalı anlaşılıyor. Buna karşılık İngiltere Ekonomisi (British Economy) dendiğinde İngiltere’nin ekonomik sistemi ve onun işleyişi anlaşılıyor.
Türkçede hem bilim dalı hem de sistem Fransızcadaki ekonomi gibi adlandırılınca işler karışıyor. Ekonomi dendiğinde bilim dalı (Economics ya da İktisat) kastediliyor buna karşılık Türkiye Ekonomisi dendiğinde Türkiye’nin ekonomik sistemi ve işleyişi anlaşılıyor.
Bu açıdan bakıldığında İktisadın bilimi (economics) ifade etmesine karşılık ekonomi Türkçede hem bilimi hem de ekonomik sistemi (Türkiye Ekonomisi) ifade ediyor.
Özetle söylemek gerekirse
Konu | Kapsam | Örnek |
İktisat | Bilim dalı (Economics, Économie, Ekonomi) | Makroekonomi (Macroeconomics, Macroéconomie, Makroekonomi |
Ekonomi | Bilim Dalı (Économie, Ekonomi) | Macroéconomie, Makroekonomi |
Ekonomi: | Sistem (Economy, Économie, Ekonomi) | Turkish Economy, L’économie de la Turquie, Türkiye Ekonomisi |
Bunlara ek olarak bir de Siyasal Ekonomi var. Ekonomi bilimi ilk kez bilimsel bir çerçevede ortaya atıldığında adına siyasal ekonomi (İngilizcede Political Economy, Fransızca’da Économie Politique) denmişti. Siyasal ekonomi denmesinin nedeni bu yeni bilim dalının siyasetle ve içinde bulunduğu sistemin ideolojisiyle iç içe konumda bulunmasıydı. Her siyasal sistemin ayrı bir ekonomi bilimi vardır. Bir başka ifadeyle kapitalizmin, sosyalizmin hatta sosyal demokrasinin ekonomi bilimleri farklılık gösterir. Mesela kapitalizmde piyasa, arz ve talebe göre dengeyi kurar ve fiyatı ortaya çıkarır. Buna karşılık sosyalizmde piyasa yoktur arz ve talebin görevini merkezi planlama sistemi yapar ve fiyatı bu sistem belirler. Sosyal demokraside ise hem piyasa vardır hem de planlama. Fiyatların çoğu piyasada arz ve talebe göre belirlense de bazı temel mallara devlet müdahale eder ve fiyatları kendisi belirler. Ekonomi biliminin evrenselliği konusundaki en önemli eleştiri de her ideolojinin ayrı bir ekonomi bilimi olmasından gelir.
Siyasal ekonomiye, ekonomi (İngilizcede economics) denilmesi Alfred Marshall ile başladı. Marshall’a kadar yazılan bütün ekonomi kitapları siyasal ekonomi adını taşırdı. Matematiksel analizi ve psikolojiyi ekonomi bilimine birer analiz aracı sokan Marshall, ekonomi biliminin artık ideolojiden soyutlandığını ve fizik (physics) gibi matematik (mathematics) gibi bir bilim haline dönüştüğünü ve dolayısıyla ekonomi (economics) adını almayı hak ettiğini düşünmüş olmalı. Oysa böyle bir şey olmadı. Bugün okullarda okuttuğumuz iktisat ya da ekonomi bilimi kapitalist sistemin ekonomi bilimidir. İstediği kadar matematik kullansın bundan kendisini kurtaramaz. Sosyalist sistem dünyaya egemen olsa özel mülkiyet ve dolayısıyla piyasa ortadan kalkacağı için arz ve talep olmayacak ve dolayısıyla ekonomi bilimi bugün okutulandan bambaşka bir yapıya geçecek.
Buna karşılık ekonomi bilimi bugün, daha önce hiç olmadığı kadar evrensel bir bilim durumuna geçmiş bulunuyor. Çeyrek yüzyıl önce dünyanın bir bölümü kapitalist ideolojiyle bir bölümü de sosyalist ideolojiyle yönetiliyordu. İkisi arasında yukarıda değindiğim gibi piyasa mekanizması başta olmak üzere ciddi farklar var. Çeyrek yüzyıl önce dünyanın bir bölümünde piyasa mekanizmasına dayalı bir ekonomi sistemi yürürken bir bölümünde devletçe belirlenen miktarlarda üretime ve yine devletçe belirlenen fiyatlarla alım satıma dayalı bir başka ekonomi sistemi egemendi. Ve bu iki sistem ve bu iki sistemin ekonomi bilimi birbirinden genel olarak kopuktu. Bugün, küreselleşme sonucu dünyadaki bütün ülkelerin ekonomi sistemi piyasa mekanizmasına dayalı hale geldi ve kapitalist sisteme geçti. Çin bile sosyalist ilkeleri koruduğunu iddia etmesine karşılık kapitalist sistemin bir parçası haline geldi. Dolayısıyla Marshall’ın, ekonomi biliminin ideolojiden soyutlanıp evrensel bir bilim haline geldiği iddiası o dönemde olmasa da günümüzde gerçekleşmiş görünüyor.
Mahfi Eğilmez – Kendime Yazılar