Bazen işleri pratikleştirmek yerine seçenekleri azaltarak daha bir sıkıntılı hale getirilebildiğini, bu yapılırken aslında amacın işlemleri kolaylaştırmak olduğuna gerçekten inanıldığı durumlar da olabiliyor. İşte şirket kuruluş işlemlerinin ve ilk imza beyannamelerinin noterler huzurunda değil de ticaret sicil müdürlüklerinde yetkilendirilmiş memur huzurunda düzenlenmesi uygulaması da buna tam örnek bir uygulamadır.
10 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve ismi Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun olan 7099 sayılı Kanun ile getirilen uygulama ile artık şirket kuruluş işlemlerinin noterlerde değil ticaret sicil müdürlüklerinde yapılması ve ilk imza beyannamelerinin de bizzat ticaret sicil müdürlüğünde görevli memur huzurunda düzenlenmesi uygulaması tamamen bu mahiyette, yani iyi niyetle düzenlenmeye çalışılan ancak aslında seçenekleri azaltarak bürokrasiyi artırıcı bir uygulama olarak karşımıza çıkmıştır. Gelinen noktada bu tür uygulamalarda seçeneklerin artırılması ve bürokratik prosedürlerin azaltılması, olması gereken doğru tercih iken, iyi niyetle yapılmaya çalışılan ancak sonucu daha bürokratik olan bir uygulama ile karşı karşıya kalınmıştır.
Oysa noterlik düzenlemesi bu konuda hem yılların getirdiği ve hem de rüştünü ispat etmiş fazlaca soruna da neden olmamış bir uygulamadır. Elbette dileyen açısından noterde veya noter huzurunda yapılabilecek bir uygulamanın diğer bir seçenek olarak ticaret sicil müdürlüklerinde de yapılabilmesi iyi ve alternatif sunan bir uygulama olurdu. Ancak noter yerine bir zorunluluk olarak ticaret sicil müdürlüğünün konulması işi daha da zorlaştırıcı ve pratiklik yerine, iş dünyası açısından işi daha zorlaştıran bir uygulamadır. İlk bakışta ticaret sicil müdürlüğüne bir defa gidilmesi daha sonra buna gerek olmaması, pratiklik olarak savunulmaya çalışılabilir. Ancak bu seçeneğin azaltılması, noter sayısının çokluğu yanında, sınırlı sayıdaki ticaret sicil müdürlüğü ile işlemleri sıkıntılı hale getiren bir sonuca neden olmuştur.
Aslında geneli ilgilendiren bu tür uygulamalar için düzenleme yapılırken, bürokraside bu işlere kafa yormuş bürokratların görüşünün dikkate alınması, gerekçelerinin onlardan dinlenmesinde yarar vardır. O zaman basitlik ve bürokrasinin azaltılması amacıyla yapılan ancak sonuçta tam tersine neden olan uygulama sayısı azalır.
Bu konuda Ticaret Bakanlığı’nda konuyla ilgili genel müdürlük bürokratlarının görüşüne başvurulması yeterli olacak. Geçtiğimiz hafta sonu yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ticaret Bakan Yardımcılığına atanan iki tecrübeli bürokrat amacı ile ters sonuç doğuran bu tür uygulamaların daha hızlı bir şekilde düzeltilmesi konusunda ümitvar olmak açısından güzel örnekler oluşturmaktadır.
Bizde bazen tam yok sayma uygulaması ile bir uçtan diğer uca giden uygulama örnekleri bulmak öteden beri karşılaşılan bir durumdur. İşin özü ne bürokrasiye teslim olmak, ne de bürokrasiyi tamamen göz ardı etmek doğru sonuç doğurmaz. Önemli olan tecrübe ve birikime değer verilmesi ve herkesin görev ve sorumluluğu çerçevesinde işin gereğini yapmaya odaklanmasıdır. Elbette birçok iyi ve hayatı kolaylaştırıcı düzenleme yapılırken arada bir böyle küçük yol kazaları da olabilecek. Mesele bu tür ufak tefek hataları da bir an önce ortadan kaldırıcı değişikliklerin hızlı bir şekilde yapılabilmesidir. Bu tür değişiklikler yapılırken teknolojinin sunduğu imkanların da sonuna kadar değerlendirilmesi elbette hiç unutulmamalıdır.
İTO HABER I 04.02.2019