Ülkemizin seçim sürecine girdiği bu günlerde yeni bir vergi affı konusu da dillendirilmeye başladı. Sanırız toplumun büyük bir kısmında yeni bir af beklentisi olmasının yanı sıra Maliye Bakanlığı’nda da konunun hazırlıkları var. Bir teknisyen olarak vergi aflarını onaylamamız ve çıkmasına destek olmamız mümkün değildir. Zaman zaman yaptığımız sohbetlerde ve yazmış olduğumuz yazılarda vergi aflarının bazı mükellefler nezdinde olumlu karşılansa da vergisini düzenli ödeyen mükellefler nezdinde huzursuzluk yarattığını ve hatta bu art arda çıkan afların bir yerde vergi ödemeyi de itibarsızlaştırdığı yazdık ve söyledik.
Geldiğimiz bu noktada ekonomide işlerin iyi gitmemesi, piyasada nakit para hareketlerin sınırlı olması, iyi niyetli mükelleflerin vergisini ödeyememesi, mükelleflerin zorda olması, devletin en önemli görevlerden birisinin ekonominin ve sistemin önünü açmak olması ve verginin mali politikasının bir aracı niteliğinde olması nedeniyle konunun yeniden ve acil olarak değerlendirilmesinin zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Tabi bu sorulara verilecek cevap önceliğimizin ne olduğu konusu ile yakinen ilgilidir. Çünkü; bizim önceliğimiz olan teknisyenlerin istedikleri ve doğru olanı yaparak vergi aflarına dur mu demek? Vergisini düzenli ödeyenleri itibarsızlaştırmak mı? Bütçe açıklarına son vermek adına ve toplayamadığı ama toplamak zorunda olduğu vergileri toplamak mı? Kötüye giden ekonominin önünü mü açmak? Seçim ekonomisine girdiğimiz bu günlerde popüleriz bir yaklaşım mı? sergilemek. Yoksa vergiyi mali politikalar bir aracı olarak görmek mi?
Geldiğimiz bu noktada ekonominin iyiye gittiğini söylemek ve verginin toplanıldığını, tahakkuk ve tahsilatın doğru orantılı olarak artığını söylememek son derece güç hatta imkânsızdır. Daha önce söylediğimiz üzere “en kolay kredinin ödenmeyen vergi” olduğu bir ortamda, hem de seçime beş kala teknisyenlerin dinlenmesi veya iyi niyetli mükelleflerin korunduğu bir önceliği seçmek ve işaret etmek sanırım çok zor olsa gerek!
Dolayısıyla biz teknisyenler ne dersek diyelim bize göre doğrusu ne olursa olsun, seçim öncesi kapsamlı bir vergi affı kaçınılmaz gözükmektedir. Bu vergi affı matrah artırımı, stok ve kasa affı olacağı gibi aynı zamanda ödenmeyen ya da ödenemeyen kamu borçlarının yeniden yapılandırılması olarak ufukta gözükmektedir.
2017 yılı hesaplarının kapatıldığı kurumlar vergisi beyannamelerinin verildiği şu son günlerden hemen sonra seçimden önce yani mayıs ayı içerisinde af var demek sanırım yanlış bir çıkarım olmaz.
Kısa vadede popüleriz bir yaklaşım olması, ekonomin önünü açabilecek olması, toplanamayan vergi gelirlerin toplanmasına destek olması, tahakkukun tahsilatta oranın arttırmasının yanı sıra, uzun vadede mükellefler nezdinde vergi ödeme ahlakında yaratacağı olumsuz etkiler ve vergisini düzenli ödeyenlerin itibarsızlaştırıldığı bir toplum yaratacağı unutulmamalıdır.
Karar tabiii ki siyasi iktidarın;
Kısa vadeli çözümler mi?
Uzun vadeli çözümler mi?
Dünya Gazetesi | 02.05.2018