Üretim Reform Paketi ile çok çeşitli Kanunlar’da teşvik ve desteklerin kritik ve öncü teknolojilere yoğunlaşması, üretici üzerindeki mali yüklerin azaltılması, yerli-yeşil-yenilikçi üretime geçiş ve rekabet gücünün artırılması amacıyla önemli düzenlemeler yapılıyor. Söz konusu Kanun TBMM’de görüşülmekte olup yasalaşması halinde sanayiciler lehine önemli düzenlemelerin hayata geçmesi bekleniyor.
Ülkemizin yatırım ortamının iyileştirilmesi, planlı sanayileşmenin sağlanması ve belirli üretim bölgelerine ilave Devlet destekleri verilmesi, Sanayi 4.0 ile uyumlu kamu mali politikaları geliştirilmesi, üniversite Sanayi işbirliklerine yeni imkanlar sağlanması bu Kanun’un belkemiğini oluşturmaktadır.
İSO tarafından 49’uncusu yayımlanan “Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu Raporu” bu kanunun önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Güzel rakamlar ve gelişmeler de var, yadsınamaz. Ancak üretim ve ihracat kompozisyonumuz %80 civarında düşük ve orta düşük teknolojili ürünlerden oluşuyor. Maalesef 2016 yılı Ar-Ge Reform Paketi açıklanmış olmasına rağmen, ilk 500’de Ar-Ge yapan şirket sayısı azalmış ve toplam Ar-Ge harcamaları kısılmış. Eğer bir klasifikasyon veya istatistik sorunu değilse bu durum verilen teşviklerin sonuçlarının ve tasarımının baştan düşünülmesi gerektiğini gösteriyor.
Şimdi dönelim asıl konumuza; Yeni Üretim Reform Paketi’nde ön plana çıkan hususları satır başlıkları itibariyle incelemek gerekirse;
– Yeni teşvikler öngörülmekte
Söz konusu kanun ile belirli üretim bölgeleri için damga vergisi, harç ve emlak vergisi kolaylıkları sağlanmaktadır. Organize sanayi bölgeleri (OSB), endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, sanayi siteleri ve serbest bölgelere çeşitli işlem vergisi kolaylığı getirilmektedir. Bu bölgelerde bulunan arsaların tahsisine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler ve taahhütnameler damga vergisinden istisna olacak, ayrıca bu bölgelerde yer alan taşınmazların ifraz, taksim veya birleştirme işlemleri, bu bölgelerde yer alan arsaların tahsisi nedeniyle şerhi gerektiren işlemleri ile bu arsa ve arazi üzerine inşa edilen binaların tahsis edilene devir ve tescili işlemleri ve cins değişikliği işlemleri üzerinden harç alınmayacak. Şu anda ifraz, taksim ve birleştirme işlemlerinde %1’den fazla bir harç maliyet söz konusu. Son olarak bu bölgelerde yer alan binalardan emlak vergisinden muaf olacaklardır.
– Eğitim konusunda önemli adımlar atılmakta
Yüksek öğretim kurumlarının ihtisaslaşması, fen ve mühendislik lisans öğrencilerine bir yarı yıl zorunlu sanayi stajı getirilmesi, akademisyenlere 6 yılda bir 1 yıl ücretli izinle sanayi işbirliğinde çalımaları, doktora sonrası araştırmacı istihdamı imkanı gibi iyileştirmeler yapılmaktadır. Buradaki temel amaç 4. Sanayi Devrimi ve dijitaj Sanayi alanında nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için düzenlemeler yapılmasıdır.
– Sanayici tanımı değiştirilmekte
Sanayici tanımı içine yazılım ve BT (bilişim teknolojisi) firmaları da eklenmiş ve böylece sanayicilerin yararlanabildiği kolaylıkladan faydalanma imkanı getirilmiştir. Ayrıca sicil kaydı yaptırmamış olan işletmelerin denetim altına alınabilmesi ve üretim yapan tüm firmaların sicil kaydına alınabilmesi için Sanayi Sicili Kanunu’nda düzenlemeye gidilmiştir.
– OSB’ler konusunda düzenlemeler yapılmakta
Bölgesel kalkınmanın temel taşlarından olan organize Sanayi bölgelerinin kurulması, işletilmesi ve iş süreçleriyle alakalı önemli düzenlemeler yapılmış, yurt dışında OSB kurulması, OSB’lerin GYO kurması gibi yenilikler tasarlanmıştır.
– Teknokentlerde Temel Bilim Mezun Desteği Getirilmekte
Ar-Ge Reform Paketi ile Ar-Ge merkezlerine getirilen temel bilimler mezun desteğinden teknokent firmalarının da yararlanmasının önü açılmıştır. 1 yıl önce uygulamaya başlanan bu teşvikle devlet temel bilim mezunlarının istihdamına asgari ücret*2 yıl destek vermektedir.
– İşlem maliyetleri azaltılmakta
Hafta tatili hakkında düzenlemeden vazgeçilmekte ve sanayici üzerine lüzumsuz mali yük getiren bir uygulama rafa kaldırılmış olmaktadır. Sanayi siciline kaydolmayanlar için bir yıllık bir geçiş süresi kolaylığı getirilmektedir. Teknoloji transfer ofisleri marifetiyle yüksek tutarda ödenen know-how ve bilginin işletmeler ve üniversiteler nezdinde oluşması ve tutulması sağlanacaktır.
Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar için bir cazibe merkezi olması, yerli sermaye ve sanayi gruplarının ülkemizde daha çok yatırım yapabilmeleri için son dönemde çok önemli teşvik ve destekler gündeme gelmektedir. Ar-Ge ve inovasyona verilen destekler ve bu konuda 2016 yılında çıkarılan Ar-Ge Reform Paketi, doğrudan yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi beklenen bölgesel yönetim Merkezleri, kalkınma kutupları teorisine göre belli bölgelerimizde hayata geçen Cazibe Merkezleri Programı ve katma değeri yüksek önemli yatırımları “Proje Bazlı Destek” kapsamına alan süper teşvikler bunlardan sadece bir kaçıdır.
Üretim Reform Paketi ile getirilen düzenlemelerin yukarıda yer alan teşvik ekosistemini destekleyici mahiyette olacağı açıktır. Ülkemizin rekabet gücünün artırılması, yenilikçi, yerli ve yeşil üretim geçişin tamamlanması için Sanayi ülke için şarttır, bu destekler ile atılım yapması beklenmelidir. Verilen teşviklerle öngörülen sonuçlar elde edilemiyorsa veya rakamlar bunu desteklemiyorsa, verdiğimiz teşviklerin sıfırdan kurgulanması ve analiz edilmesi gerekir.
Şaban Küçük – Erdikler YMM
Dünya Gazetesi – 24.06.2017