Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 9’uncu maddesi uyarınca, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisine sahiptir. Bu düzenleme KDV tevkifatının yasal dayanağını oluşturmaktadır.
KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil, bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir. KDV tevkifatı; tam tevkifat ve kısmi tevkifat olmak üzere, iki farklı şekilde uygulanmaktadır. Tam tevkifat; işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesidir. Kısmi tevkifat ise; hesaplanan verginin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen kısmının, işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmınınsa işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir.
KDV tevkifatı uygulaması, özellikle de kısmi tevkifat ve bu işlemlerden doğan KDV iadesi; verginin kanuniliği ilkesine aykırı uygulamalar, kapsama alınan işlemlerin sürekli artması ve böylelikle başlı başına bir vergilendirme rejimine dönüşmesi, sıkça yapılan mevzuat değişiklikleri bakımından haklı eleştirilere uğramaktadır.
KDV tevkifatı konusunda çok sayıda tereddütlü konu bulunmaktadır. Bunlardan biri de, KDV tevkifatına tabi işlemin yansıtılması durumunda, yansıtma işlemindeki KDV’nin tevkifata tabi olup olmadığıdır. Bu hususta ne KDV Kanununda ne de KDV Genel Uygulama Tebliğinde bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak konuya ilişkin 08/08/2011 tarihli ve KDVK-60/2011-1 sayılı KDV Sirkülerinde verilen örnek, yansıtma işlemlerinde KDV tevkifatı uygulanmayacağı yönündedir. Bahse konu örneğe göre; payları BİST A.Ş.de işlem gören (K) Holding A.Ş. (JK) firmasından danışmanlık hizmeti almakta, bu hizmeti grup şirketi (NL) A.Ş.ye aktarmaktadır. (K) Holding A.Ş. belirlenmiş alıcılar arasında yer aldığından (JK) firmasından aldığı danışmanlık hizmeti, tevkifata tabi tutulacaktır. Temin edilen bu hizmetin (K) Holding A.Ş. tarafından grup şirketi (NL) A.Ş.ye aktarılmasında düzenlenen faturada hesaplanan KDV ise tevkifata tabi tutulmayacaktır.
Konuya ilişkin bir özelgede, yapı denetim hizmeti bedelinin yansıtılması KDV tevkifatına tabi bulunmadığı belirtilmiştir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 02/09/2013 tarihli ve 39044742-KDV.9-1401 sayılı özelgesi). Benzer yöndeki başka bir özelgede ise, firma tarafından grup firmalarına sunulan ortak işgücü kullanımına dair personel maliyeti yansıtma işlemlerinin, genel esaslar çerçevesinde KDV’ye tabi bulunduğu, personellerin verdiği hizmetlerin grup firmalarının sevk ve idaresinde yürütülmediğinden, işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabi olmadığı belirtilmiştir (Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19/10/2020 tarihli ve 64597866-130[9]-E.24193 sayılı özelgesi).
Bu açıklamalara karşılık vergi idaresi daha sonra görüş değiştirmiş ve yansıtma işlemlerinde tevkifat uygulanacağını açıklamıştır. Örneğin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Başkanlığı’na hitaben yazılan 05/03/2021 tarihli ve E-43370460-130[5300-6010]-E.29828 sayılı görüş yazısında; sigorta yaptırmış olan mükelleflerin, hasar gören sigorta kapsamındaki eşyanın tamir ettirilmesi ile ilgili kendi adlarına aldıkları fatura içeriğini sigorta şirketine yansıtmak amacıyla sigorta şirketine yansıtma faturası düzenlemeleri ve bu faturada KDV göstermeleri gerektiği, bahsi geçen yansıtma faturalarının KDV tevkifatı kapsamına girdiği belirtilmiştir. Bu yöndeki yeni tarihli bir özelgeye göre de; firmanın demir-çelik ürünleri teslimlerinde KDV Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümü kapsamında KDV tevkifatı uygulanması gerekmekte olup, POS cihazı kullanmak suretiyle kredi kartıyla yapılan vadeli satışlarda bankalara ödenen komisyon, katkı payı ve masraf bedellerinin müşterilerden talep edilmesi halinde, KDV Kanunu’nun 24/b maddesi uyarınca verginin matrahına dâhil olan söz konusu bedeller üzerinden hesaplanan verginin de tevkifata tabi tutulması gerekmektedir (Karabük Defterdarlığı’nın 25/09/2024 tarihli ve E-35831311-010.01-23750 sayılı özelgesi).
Yansıtma işlemleri, bir teslim veya hizmetin karşılığını oluşturmamaktadır. Bu nedenle, KDV tevkifatına tabi işlemin yansıtılması durumunda, yansıtma işlemindeki KDV tevkifata tabi tutulmamalıdır. Vergi idaresi ilk başta bu işlemlerin tevkifata tabi olmadığı görüşündeyken, daha sonra görüş değiştirmiş ve tevkifat yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Belirtilen gerekçeyle değişen görüşe katılmak mümkün olmadığı gibi, bu görüşün, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olduğu da açıktır.
(Bu yazı 04/03/2025 tarihinde ekonomim.com sitesinde yayımlanmıştır.)
