2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program 6 Eylül 2023 tarihli mükerrer Resmî Gazetede yayımlandı. Programda, vergi düzenleme ve uygulamalarına ilişkin olarak önemli konular olduğu söylenebilir ancak tahmin edilemeyecek, sürpriz, reform niteliğinde bir eylem yok.
Programlara ilgi duyan ve izleyenler için yeni Programda yer alan vergi konularını özetlemek ve bazılarıyla ilgili kısa değerlendirmeler yapmak istedim.
Vergi politikası
Orta Vadeli Programda, genel vergi politikasıyla ilgili olarak şu hedefler belirenmiş:
Vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde verginin tabana yayılması ve gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesi. Hedef daha önceki Plan ve Programlarda yer alan hedefle aynı. İşin doğası gereği bu da son derece olağan. Süreklilik gerektiren bir hedef.
Vergi politikalarında büyüme ve sosyal adalet ilkeleri ekseninde yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve rekabet ortamını destekleyen gelir politikalarının önceliklendirilmesine devam edilmesi.
Temel kanunlarda kapsamlı değişiklik planı
Gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının tek kanunda birleştirilmesi ve Vergi Usul Kanunu’nun yeni baştan yazılması uzun süre gündemde oldu. Bu hedef en son 2019-2023 dönemi On Birinci Kalkınma Planında olmak üzere birçok plan ve programda yer aldı.
Gelir ve kurumlar vergisini tek kanunda birleştiren bir tasarı 2013 ve 2016 yıllarında iki defa TBMM’ye sevk edildi ancak yasama süreci tamamlanamadı ve tasarılar kanunlaşmadı. Vergi Usul Kanunu’nun yeniden yazılması çalışmaları da hem elir İdaresi tarafından hem Vergi Konseyi tarafından yapıldı ancak bu çalışmalar da bir aşama katetmedi. Ortaya çıkan taslaklar genel olarak kabul görmedi ve daha ileriye gitmedi.
2018 yılından sonra yayınlanan Orta Vadeli Programlarında bu hedeflere yer verilmedi ve fiilen hem gelir ve kurumlar vergilerinin tek kanunda birleştirilmesi hem de Vergi Usul Kanunu’nun yeniden yazılması planı tamamen rafa kalktı.
Yeni Orta Vadeli Programda temel kanunların yeniden yazılmasına ilişkin bir eylem öngörüsü yok. Ancak gelir, kurumlar, katma değer vergileri kanunları ile vergi usul kanununun, vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde, vergi tabanının genişletilmesine ve gönüllü uyumun artırılmasına destek veren, sade ve kolay uygulanabilir bir yapı oluşturulmak amacıyla güncellenmesi yönünde düzenlemelerin hayata geçirilmesi, orta vadede doğrudan vergilerin payının artırılması hedefi var. Proğram ekinde yer alan tabloda da bu faaliyet için 2024 3. çeyrek sonuna kadar yasal düzenleme yapılması öngörülmüş.
Bu planın hayata geçmesi durumunda, dört temel vergi kanununda önümüzdeki bir yıllık süreçte çok önemli değişikliklerin olacağı anlaşılıyor. Hedef son derece iddialı ancak öngörülen takvime bakılırsa yine kâğıt üzerinde kalacak veya hedef doğrultusunda küçük gelişmelerin olabileceği bir eylem planı gibi gözüküyor.
İstisna ve muafiyetlerin gözden geçirilmesi
Programda, vergisel teşvikler ile istisna ve muafiyetlerin etkinlik prensibi gözetilerek gözden geçirilmesi çalışmalarının sürdürüleceği belirtiliyor. Bu hedef de yıllardır Programlarda yer alıyor ve önümüzdeki yılların Programlarında da bu hedefin olması kuvvetle muhtemel.
Hedefin hayata geçmesi konusunda ilk adımlar aslında geçtiğimiz aylarda atıldı. 6 Şubat 2023 tarih ve 7456 sayılı Kanun’la; taşınmaz satışında 1984 yılından beri uygulanan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnaları ile girişim sermayesi yatırım fonları katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen gelirler için uygulanan istisna hariç olmak üzere, diğer yatırım fonlarından elde edilen gelirler için uygulanan kurumlar vergisi istisnasına son verildi. Bu sürecin devam edeceği anlaşılıyor. Beklenmeyen bir hedef değildi.
Programda hangi istisna ve muaflıkların kaldırılacağına ilişkin bir belirleme yok. Muhtemelen vergi kanunlarında yer alan istisna ve muaflıklar listelenip bir analizlerinin yapılması ve bir kısmının kaldırılması amaçlanıyor.
Programda bu faaliyet için 2024 3. çeyrek sonuna kadar yasal düzenleme yapılması öngörülüyor.
İdari yapı ve uygulamalarla ilgili tedbirler
Programda, idari yapı ve bazı idare uygulamalarıyla ilgili aşağıdaki hedefler belirlenmiş.
Vergi idaresinin fiziki, beşerî ve teknolojik altyapısının geliştirilmesi.
Vergi istatistikleri ve bu alandaki raporların daha kapsamlı bir şekilde yayımlanmasının sağlanması.
Mükelleflere sunulan hizmetlerin ve uygulamaların etkinliğinin artırılması, son teknolojik gelişmeleri kapsayan yeni nesil iletişim kanalları kullanılarak mükelleflere 7/24 gerçek zamanlı hizmet sunulması.
Her üç hedefler daha önceki Programlarda da benzer ifadelerle yer aldı. Mükellef hizmetleri alanında Gelir İdaresi son yıllarda önemli adımlar da attı. Öne çıkan teknoloji kullanımı bu konuda İdareye önemli olanaklar sağladı.
Mali İdarenin en başarısız olduğu alanın vergi istatistiklerinin kamuoyuyla paylaşılması olduğunu söylemek mümkün. Gelir İdaresinin internet sitesine girerseniz, mevzuat ağırlıklı olduğunu, vergi istatistiklerinin ise bütçe dokümanlarında yer aldığı kadar olduğunu görürsünüz. İki örnek vereyim: Türkiye geneli gelir ve kurumlar vergisi beyanname özetleri İdarenin internet sitesinde en son 2013 yılına ilişkin. Sonrası yok. Af kanunları istatistikleri de benzer durumda. İdarenin internet sitesinde 2003 yılında çıkan Af Kanununun ve 2008 yılında çıkan Varlık Barışı Kanununun istatistikleri var. O yıllardan sonra defalarca af ve varlık barışı uygulaması yapıldı ama hiçbirine ilişkin istatistik yok. Neden konmaz bilmiyorum. Bir açılama da kendimce bulamıyorum. Bana öyle geliyor ki istatistikler çok kalitesiz bir yapıyı gösteriyor ve bu kalitesizlik görülsün istenmiyor. Eğer gerçekten böyleyse, sorunun çözümü gizlemekte değil. Gizlenmediği yılarda da istatistiklerin açıklanması herhangi bir olumsuzluk da yaratmamıştı.
Umarım Programda belirtilen eylem gerçekleşir ve vergi istatistikleri özellikle bilim insanlarının, STK’ların, bu konularda düşünen, fikir üreten, yazan, uygulamanın içinde olanların kullanımına açılır.
Denetim ve tahsilatta etkinlik
Orta Vadeli Programda;
Vergi denetiminde risk odaklı ve uzaktan denetim sistemlerinin uygulamaya alınması,
Kamu gelirlerine yönelik tahsilat performansının artırılması,
hedeflerine yer verilmiş.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele uzun soluklu, çok boyutlu, kararlılık ve süreklilik isteyen bir süreç. Son yıllarda özellikle teknolojik olanaklar da kullanılarak önemli adımlar atıldığı da açık.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin devam edeceği zaten beklenen bir durum. Yeni programda, kayıt dışıyla mücadeleye devam edileceği yeniden teyit edilmiş.
Programda ayrıca, kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücretle mücadelede risk odaklı denetim faaliyetlerinin artırılarak prim tabanının genişletilmesi hedefi de yer alıyor.
Teşviklerin sadeleştirilmesi
Orta Vadeli Programda;
Yatırım teşvik sisteminde sadeleştirilerek yeniden yapılandırılması,
Proje Bazlı Teşvik sisteminin nitelikli yatırım konularına odaklanması, nitelikli alanlardaki yatırımların bütüncül bir şekilde desteklenmesi,
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK)’nun yapısının daha etkin hale getirilmesi,
Yatırım yeri desteğinin daha etkin hale getirilmesi, bu kapsamda yatırım yeri envanteri oluşturulması ve süreçlerin kısaltılması
İstihdam teşviklerinden etkin olmayanların sonlandırılması, teşvik sisteminin sade ve etkin bir yapıya kavuşturulması,
hedeflerine yer verilmiş. Programda ayrıca bu hedeflerin bir kısmı takvimlendirilmiş durumda.
Hem yatırım teşviklerinin hem de istihdam teşvik ve desteklerinin sadeleştirilmesine öncelikle ihtiyaç var. Başka teşviklerde de aynı gereksinim var ama belirlenen iki alan öne çıkartılması gereken ve öncelikle üzerinde çalışılması gereken alanlar. Özellikle yatırım teşviklerinde yeterli çalışma yapıldığını, aksiyon alma zamanı geldiğini düşünüyorum.
Diğer hedefler
Yukarıda özetlediğim konular dışında programda şu hedefler de yer alıyor.
Kamu gelirlerine yönelik tahsilat performansının artırılması, vergi cezalarının caydırıcılığı güçlendirecek şekilde gözden geçirilmesi.
Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde müktesebata ve üyesi olduğumuz diğer uluslararası kuruluşlarca vergisel alanda belirlenen standartlara uyum çalışmalarına devam edilmesi.
Programda ayrıca, Ar-Ge teşviklerine ve yeşil dönüşüme ilişkin önemli hedefler var.
Sonuç olarak
Programdan, önümüzdeki üç yıllık süreçte vergi mevzuatında önemli değişiklikler yapılmasının hedeflendiği anlaşılıyor. Yapılır mı bilinmez.
Bugünün koşulları, vergi mevzuatında önümüzdeki süreçte çok sayıda değişiklik olacağını ancak yapılacak düzenlemelerin programda yer alan hedeflerden çok gelir getirici düzenlemeler olacağını gösteriyor.
Son değerlendirmem de şu: Özetlediğim program hedefleri tamam ama daha öncelikli konunun uygulama olduğunu düşünüyorum. Kısa vadede yeni düzenlemelerden çok mevcut düzenlemelerin iyi uygulamasına odaklanılması, kapsamlı düzenlemeler için yeterli zaman ayrılarak gerekli hazırlıkların yapılması daha yararlı olur.
(Kaynak: Recep Bıyık / Ekonomim.com | 08.09.2023)