7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un müracaat süreleri geride kaldı. Süreler doldu. Tren kaçtı.
Ancak bu kanunun uygulamasına ilişkin müracaat yöntemleri kanunun uygulanmasına ilişkin Genel Tebliğ’de çok çeşitli şekillerde ve karmaşık olarak belirlenmişti. Vergi dairelerine olan kesinleşmiş borçlar için kanundan yararlanmak isteyen borçluların, başvurularını GİB internet adresinden ya da e-Devlet üzerinden yapabilecekleri gibi bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan veya posta yoluyla ya da diğer vergi daireleri aracılığıyla yapabilecekleri, birden fazla vergi dairesine olan borçları için kanundan yararlanma talebinde bulunmaları halinde, her bir vergi dairesi için ayrı ayrı başvurmaları gerektiği açıklandı. İhtilaflı borçlar için ise vergi idaresine bizzat başvuru koşulu getirildi.
Basit ve tek yol ile müracaatı kafalarda karışıklığa yol açmayacak şekilde belirlemek yerine, müracaatı artırmak ve para toplamak amacıyla çoğaltmak, borçluların da hatalı işlemler yapmasına ve neticede Kanundan yararlanamamalarına yol açtı. Bu yöntem yanlışlığı, umarım bundan sonraki aflar için dikkate alınması gereken bir örnek olur.
Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı da 2021/2 seri no’lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 Sayılı Kanun İç Genelgesi” ile bu şekilde başvuru hataları yapıldığını kabul etti. Bu hataların kurbanı olanlara bir şans daha tanıdı.
Söz konusu İç Genelge’ye göre (aynen aktarıyorum);
“a) Kanundan faydalanmak için süresinde bağlı olduğu vergi dairesine veya diğer vergi dairelerine yazılı olarak müracaat eden mükelleflerin 1/11/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) kanun kapsamında başvuruda bulunmadıkları borçları için herhangi bir vergi dairesine (muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle borçlu olanların borçlu oldukları vergi dairelerine) başvurmaları ve borçlu oldukları vergi dairelerince önceki başvurularının teyit edilmesi halinde,
b) Başkanlığımız internet adresi ya da e-Devlet üzerinden başvuruda bulunan ve borcu bulunmasına rağmen başvurularını sistemde öngörülen şekilde yapmamaları nedeniyle borçları yapılandırılamamış mükelleflerin Kanundan yararlanmak için 1/11/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ilgili vergi dairesine ya da diğer vergi dairelerine başvurmaları ve borçlu oldukları vergi dairelerince önceki başvuruların teyit edilmesi halinde,
c) Başkanlığımız internet adresi ya da e-Devlet üzerinden, tüzel kişiliğin borçlarının yapılandırılması amacıyla başvuruda bulunduğunu belirten kanuni temsilcilerin, tüzel kişiliğin borçlarının yapılandırılması için 1/11/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) borçlu oldukları vergi dairelerine ya da herhangi bir vergi dairesine başvurmaları halinde borçlu oldukları vergi dairelerince sistem üzerinden gerekli sorgulamalar yapılmak suretiyle,
ç) 213 ve 6183 sayılı kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler, yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin bu sorumluluklarından kaynaklanan borçlarının yapılandırılması amacıyla 1/11/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ilgili vergi dairelerine müracaat etmeleri halinde daha önce başkanlığımız internet adresi ya da e-Devlet üzerinden T.C. kimlik numarası ile başvuruda bulunup bulunmadıklarına ilişkin gerekli sorgulama yapılarak süresinde başvuruda bulunduklarının tespiti halinde,
d) Kanunun 3’üncü maddesinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulardan 2 nci madde kapsamında borcu olanların bu madde kapsamına giren borçları için 1/11/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) borçlu bulundukları vergi dairesine ya da diğer vergi dairelerine başvurmaları halinde,
bu borçların kanunun 2’nci maddesi kapsamında yapılandırılması ve borçluların bağlı oldukları vergi dairelerince hazırlanacak ödeme planlarının ilgililere müracaat edecekleri herhangi bir vergi dairesinde imza karşılığı elden veya gerekli şartların bulunması koşuluyla (www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden verilmesi uygun görülmüştür.”
Gelelim metnini aktardığımız bu İç Genelge’nin hukuki tahliline.
Bu İç Genelge’yle, kanunun belirlediği süreden sonra, yeni başvuru hakkı tanınanları iki gurupta ele almak mümkün. Bunların bir kısmını, kanundan yararlanmak için başvuruda bulunmasına rağmen, karmaşık düzenlemeden kaynaklanan usul hatası yapmaları dolayısıyla kanundan yararlanamayanlar oluşturmaktadır. Gelir idaresi bu grupta bulunanlara (yani kanundan yararlanmak için iradesini zaten beyan etmiş olanlara) hoş görülü davranmış ve hatalarını telafi etmeleri için bir yaklaşımda bulunmuştur.
Ancak birden fazla vergi dairesine borcu olduğu halde sadece bir vergi dairesine başvurup diğerlerine başvurmayan veya ihtilaflı borçları için başvurup da kesinleşmiş borçları için müracaat etmeyenler, ödeme güçlerine bakarak veya başkaca sebeplerle böyle bir tercihte bulunmuş olanlardır. Bu grupta olanlar için süre dolmuştur.
Bu ikinci grupta olanlar için Gelir İdaresi, Kanunun Cumhurbaşkanı’na dahi tanımadığı (ki sadece Cumhurbaşkanı’na tanınabilecek) bir yetkiyi kullanmıştır. Kaldı ki yetkinin, mükellef haklarını ilgilendiren, yeni bir hak tanıyan ve hakkın kullanımında mükelleflere koşul yaratan (başvuru koşulu getiren) bir anlayışın/yorumun, Genel Tebliğ yerine, Resmi Gazete’de dahi yayınlanmayan ve herkesin duyma olanağı olmayan bir İç Genelgeyle, herkese duyurulmadan kullanılması da yanlıştır. Ayrıca 3. maddeden yararlanmak için müracaat edip de 2. maddeden müracaat etmeyenlere tanınan hakkın, 2. maddeden müracaat edip de, 3. maddeden yararlanmak için müracaat etmeyenlere bu hakkın tanınmamış olmasını, anlamlandırmak da mümkün değildir.
Evet, hazinenin gelir ihtiyacı büyüktür. Ancak hukukun ilkeleri gelir ihtiyacına feda edilirse, ilkeler kaybolursa, ileride gelir hiç toplanamaz hale gelir. Bunun en büyük örneği de af kanunların yarattığı, yeni af kanunları beklentisi değil mi?
(Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi | 26.10.2021)