Bir taraftan dijitalleşmenin yıkım etkisi ile muhasebe tekniği uygulamalarında neden olduğu ve olması beklenen değişimler diğer taraftan salgın etkisi muhasebenin en önemli değişimin sorunlarını şimdilik ikinci plana atmış durumda. Muhasebenin değişmeyen ve uzun süre gündemini oluşturacak değişim sorunu bugüne kadar uygulanan vergi hukukunda düzenlenmiş kurallar yerine muhasebe standartlarında düzenlenmiş ilkelere geçiş sürecinde ortaya çıkacak farkların tespit edilmesi konusudur.
Bu konudaki tartışmalar 1965 yılının ikinci yarısından beri sürekli iki farklı bilanço olarak “ticari bilanço” ve “vergi bilançosu” ayrımı ekseninde yapılmaktadır. İki bilançoya ilişkin tartışmalar 1960’lı yılların yarısına doğru Bankalar Birliği tarafından yayınlanan kredi talep edeceklerin vermeleri gereken hesap vaziyetlerinin hazırlanması zorunluluğu nedeni ile başlamıştı. Kredi talep vaziyetlerine göre ticari karın oluşumunda esas alınan ve hala günümüzde geçerli olan günümüz muhasebe standartlarına da uyumlu olan ilkeler ile vergi beyannamelerinde dayanak olan vergi matrahının oluşumuna esas alınan kuralların farklılığı bu ayrımın yapılmasına neden olmuştur.
Bu farklılığın ortadan kaldırılması ve yalnız vergi matrahının hesaplanmasına ilişkin esas alınması gereken yol haritasına ilişkin 1992 yılında yayınlanan “Tekdüzen Hesap Planı” uygulamasını başlatan “Muhasebe Uygulama Tebliği”ndeki düzenlenme dikkate alınmadan tartışmalar günümüze kadar süregelmiştir.
İki bilanço yaklaşımı şeklindeki ayrımın muhasebeleştirme sürecinde ve yıl sonunda yapılan değerlendirme farklılığından kaynaklanmaktadır. Vergi yönetimi bu ayrımın farkındadır. Bu nedenle 1992 yılında yayınladığı Muhasebe Uygulama Tebliği’nde bu ayrımın giderilmesine ilişkin düzenlemelere yer vermişti. Muhasebe Uygulama Tebliği’nde yapılan düzenlemede muhasebe işlem ve olaylara ilişkin muhasebeleştirme faaliyetlerinde yayınlanacak “Türkiye Muhasebe Standartları”nın (kısaca TMS) esas alınmasını, TMS’ler yayınlanana kadar Uluslararası Muhasebe Standartları’nın uygulanmasını belirtilmiştir. Vergi matrahının tespiti için bu esaslara göre hazırlanacak finansal tablolarda yapılması gereken işlemler belirtilmiştir. Ancak bu düzenlemeye rağmen hala farkındalığa neden olacak düzenlemeler yapılmaktadır.
Aslında iki bilanço ayrımı yoktur. Vergi yönetimi de hazırlanacak finansal tabloların TMS’lere göre hazırlanarak ticari karın tespitini kabul etmektedir. Ancak vergi matrahının tespitinde hem muhasebeleştirme sürecinde hem dönem sonu değerlendirme sürecinde vergi kurallarına göre farkların tespit edilerek vergiden muaf ve/veya istisna gelirlerin ticari kardan indirilmesi, vergi kanunlarındaki kurallara göre gider kabul edilmeyen farkların da ticari kara eklenerek vergi matrahının belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu farklılıkların belirlenerek ticari kardan vergi matrahına geçiş rehberinin hazırlanması gerekmektedir. Aynı anlayışla vergi kurallarına göre hazırlanmış finansal tabloların TMS’lere göre farkların tespit edilerek hem ticari kar hem de finansal tabloların elde edilmesini sağlayan geçişlere rehberde yer verilmelidir.
Kaynak: https://www.hurses.com.tr/deniz-turker/ticari-kardan-vergi-matrahina-ya-da-vergi-matrahindan-ticari-kara-gecis/haber-38170