Malum olduğu üzere dünyada korona virüs etkisi ile ekonomiler çok ciddi şekilde daralmaya başladı ve toparlanmanın da “V” şeklinde değil “L” şeklinde durağan bir döneme girilebileceği ve en iyi ihtimalle de “U” şeklinde olacağı yönünde görüşler bulunmaktadır.
Özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD ekonomilerini canlı tutabilmek ve gerçek/tüzel kişilerin maddi sıkıntı çekmemesi için çok ciddi paketler açıkladılar ve bu paketlerden geniş kesimleri yararlandırdılar. Nitekim, 2020’nin ilk çeyreğinde ABD %4,8, Almanya %6,1, Fransa %5,8, İspanya %5,2, İtalya %4,7, Euro Bölgesi %3,8 küçüldü. Çin 2019’da %6 büyümüş iken 2020 ilk çeyrekte tahmini %2-3 arası ve Türkiye ise tahmini %5 küçülecek. Bu küçülme rakamlarını tek başına okumayıp 2019 yılındaki büyümeleri de dikkate alarak okumak gerekir. Dünya ekonomilerinde işsizlik oranları da çok hızlı bir şekilde yükselmektedir. Sadece ABD’de bu süreçte 20 milyon yeni işsiz yaratılmış oldu.
Ülkemiz de korona virüsten yeterince etkilenmiş olup dünyadan soyut kalamamıştır. Bu koşullarda “Net Aktif Vergisi” gibi ya da başka şekilde yeni bir vergi ihdas etmek en hafif ifade ile yangına körükle gitmek olacaktır. Ekonomiler küçülüyor, işsizlik rakamları ciddi boyutlarda artıyor iken yeni vergi bir ihdası bir yana, tersine gerçek ve tüzel kişilerin iş yapabilmeleri için üzerlerindeki yüklerin hafifletilmesi gerekiyor. Nitekim, gelişmiş ülkeler de hükümetler bırakın yeni bir vergi koymayı tersine bu süreci en az zararla atlatabilmek için çok ciddi harcamalar yapıyorlar.
Ülkemizde de bir yandan faizleri indirip gerçek ve tüzel kişilerin kaynağa daha kolay ulaşması amaçlanırken diğer yandan yeni bir vergi ihdas etmek çok ciddi tezat oluşturmayacak mıdır? Burada ifade etmekte fayda gördüğüm husus ise, negatif faiz uygulamasının ülkemiz açısından dövize talebi artırması ve kurların yönünü yukarı çevirdiği hususudur. Kişiler negatif faiz olduğunda paralarının değerini koruyabilmek için Türk Lirası’nda kalmak yerine dövize yönelmektedir ki, faiz düzeyi belirlenirken bu hususunda önemle dikkate alınması gerekir.
Hemen ifade edelim ki, yeni bir vergi ihdasına yönelik bir çalışma olduğuna yönelik herhangi bir duyum bulunmamaktadır. Bu tür söylentiler çok ciddi verilere dayandırılmadan dillendirilmemelidir. Piyasalar bir yandan virüs nedeni ile sıkıntı yaşarken diğer yandan böyle moral bozucu gerçeğe dayanmayan ifadeler piyasada iş yapanların bozuk olan morallerini daha da bozmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı da ülkemizin içinde bulunduğu durumun gayet farkındadır ve yangına körükle gitmeyecek kadar tecrübelidir.
BU KOŞULLARDA NE YAPMAK GEREKİR?
Ekonomilerde beklentiler çok önemlidir. Piyasa oyuncuları beklentileri satın alır, gerçekleşmeleri satarlar. Beklentileri olumluya çevirmek piyasa oyuncularına moral vermek için bu dönemde yapılacak en önemli düzenleme vergi affı, yani matrah artırımı ve yapılandırma kanunu çıkarmak olacaktır. Bu hem mükelleflerin moralini yükseltecek, hem de hazineye gelir sağlayacaktır. Piyasanın ihtiyacı olan tam da budur. Yapılacak olan yeni vergi ihdas ederek bozuk olan moralleri daha da bozmak değil, tersine piyasaya moral verip beklentileri olumluya çevirmektir. Bu ortamda en doğru adım vergi affı çıkararak hem hazineye gelir yaratmak hem de mükelleflerin borçlarını yapılandırarak nefes almalarını sağlamak olacaktır.
Bilindiği gibi yakın zamanda “Değerli Konut Vergisi” düzenlemesi yapılmış ve daha yürürlüğe girmeden ertelenmiş ve yeniden düzenlenmişti. Doğrusu da iyi düşünülmeden teknik tarafları ve sonuçları yeterince hesap edilmeden yapılan bu düzenlemenin daha kabul edilebilir ve teknik bakımdan sorunsuz bir şekilde yürürlüğe girmesi idi ve bu adım isabetli bir şekilde atıldı.
İçinde bulunduğumuz koşullarda yeni bir vergi ihdası tam anlamı ile yangını körüklemek olacaktır ki, böyle bir çalışma olduğuna yönelik bir duyum yok ve olacağına da kanaat getirmiyorum. 2019 yılına ait dördüncü dönem geçici vergi beyannameleri verildi ama henüz Kurumlar Vergisi Beyannameleri verilmedi. Muhtemeldir ki, Kurumlar Vergisi Beyannameleri verildikten sonra vergi affı ve yapılandırma kanunu gündeme gelecektir ve bu düzenleme yerinde bir adım olacaktır. Piyasa beklentileri bu yöndedir ve Hazine ve Maliye Bakanlığı mutlaka bunu dikkate alarak gerekli adımları atacaktır.
(Ekrem Öncü / Finans Gündem | 11.05.2020)