Bazı vergi kanunlarında 7194 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler- 3 / Dr. Mustafa Alpaslan (SMMM)

15- Sahte Belge Düzenleme Riski Yüksek Mükelleflerin Vergi Mükellefiyetlerinin Re’sen Kapatılma Yetkisi Yeniden Düzenlenmiştir

Vergi Usul Kanununa eklenen 160/A maddesi ile;

– Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergi yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergiye uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılacak risk analizi ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edilmesi ve bu mükellefler nezdinde yoklama yapılması,

– Ayrıca, yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre Vergi Dairesi Başkanı veya Defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydının terkin edilerek bu durumun mükellefe tebliğ edilmesi, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyetin, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilmesi,

– Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimlerin, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin aynı sürede ödenmesi,

 Yapılacak vergi incelemesi sonucunda mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunduğu takdirde alınan teminatın iade edilmesi

öngörüldü.

Yapılan düzenleme ile, maddede sayılan verilere dayanarak sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu değerlendirilen mükelleflere yönelik idari bir tedbir alınıyor. Ancak, bu şekilde işlem tesis edilmesi için bu aşamada herhangi bir yargı kararının varlığı aranmadığı gibi, mükellef hakkında sahte belge düzenleme fiiline yönelik somut bir tespit de gerekli görülmemiş. Söz konusu düzenleme, bu yönleriyle eleştirilere ve ihtilaflara açık.

16- İzaha Davet Müessesesi Uygulamasında Karşılaşılan Eksiklikler Giderilmiştir

7194 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 370. maddesinde düzenlenene “İzaha Davet Müessesesi”nde olumlu değişiklikler yapıldı. Buna göre,

– Mükellefe tanınan izahta bulunma süresi, izaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 günden 30 güne çıkarıldı.

 Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) kullanılması halinin izaha davet kapsamına girebilmesi için aranan şartlar değiştirildi, SMYİB kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya yanıltıcı belge tutarının;

a) Bir takvim yılında 100 bin TL’yi geçememesi veya

b) Bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması

gerekli ve yeterli görüldü. Bu şekilde, daha önce her bir belge itibariyle aranan azami sınır kaldırıldı, onun yerine takvim yılı itibariyle geçerli azami bir maktu had belirlendi. Takvim yılı itibariyle belirlenmiş olan azami maktu had aşılmış olsa bile, SMYİB tutarının ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5’ini aşmaması halinde izaha davet müessesesinden yararlanma imkanı getirildi.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununun Ek-1 inci maddesinde yapılan değişiklikle SMİYB kullanma fiilini işlemiş olabileceklerine dair İzaha Davet müessesesi kapsamında haklarında ön tespit yapılan ve izaha davet yazısı tebliğ edilen mükelleflerin; süresinde beyanname vermeleri durumunda kesilen %20 oranındaki vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışına çıkarıldı.

Bu düzenlemeler, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.

17- Kanun Yolundan Cayma Müessesesi Getirilmiştir

İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla Vergi Usul Kanununun mülga 379. maddesi 7194 sayılı Kanunla “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlendi. Madde ile, mükelleflere, devam eden davalarla ilgili belirli şartlar dahilinde kanun yolundan vazgeçme imkanı tanındı. Yapılan düzenlemeye göre, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

a) Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

b) Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359. maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının % 25’i ve tasdik edilen tutarının % 75’i,

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk etmiş sayılacak. Bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilecek; kanun yolundan vazgeçilmesi halinde İdare tarafından da ihtilaf sürdürülmeyecek. Bu şekilde tahakkuk edecek tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecek. Bu sürede vergi aslı ve cezalarının %80’inin hesaplanacak gecikme faizi ile ödenmesi halinde tahakkuk eden vergi aslı ve cezaların kalan %20’si tahsil edilmeyecek. Ancak, yargı mercilerince tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarı için bu indirim uygulanmayacak. Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmeyecek ve bu alacaklar için icra takibi yapılmayacak.

379. madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanması için Vergi Usul Kanununun 112. Maddesinin üçüncü fıkrasına da ayrıca bir bent eklendi.

Her iki düzenleme de, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.

18- Vergi Ve Cezada İndirim Müessesesinde (VUK Mad. 376) Olumlu Değişiklikler Yapılmıştır

7194 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 376. maddesinde yer alan vergi ve cezada indirim müessesesinde ciddi değişiklik yapıldı. Mevcut uygulamada, kanuni şartları taşıyan vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri indirilebiliyordu. 7194 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile, vergi ziyaı cezasında indirim, cezanın yarısı olarak sabitlendi. Müteakiben kesilenlerde de şartlar mevcutsa yarısı indirilecek. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirim ise aynen muhafaza edildi.

Maddede yapılan diğer önemli bir değişiklik ise, uzlaşılan vergi ve vergi ziyaı cezalarının kanuni süresinde ödenmesi halinde vergi ziyaı cezasında %25 indirim öngörülmesi. Buna göre, uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dâhilinde % 25 oranında indirimden yararlanılmasına imkan sağlanıyor.

19- Değerli Konut Vergisi Getirilmiştir

7194 sayılı Kanunla 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa eklenen 42-49. maddeler ile, mali güce göre vergilendirme ilkesi esas alınarak Türkiye sınırları içinde bulunan ve emlak vergisine esas bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenmiş değeri 5 milyon TL ve bu tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlardan “Değerli Konut Vergisi” alınması öngörüldü.

a) Verginin Konusuna Giren Taşınmazlar

Türkiye sınırları içinde bulunan, vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce (TKGM) belirlenecek değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisine tabi olacak. Vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değeri 5 milyon TL’nin altında olan mesken nitelikli taşınmazlar bu vergiye tabi olmayacak.

b) Vergiye Ait Değerler Nasıl Belirlenecek, İlgililerine Nasıl Tebliğ Edilecek?

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) Taşınmaz Değerleme Daire Başkanlığınca yapılacak değerleme çalışması sonucunda belirlenen ve değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar TKGM’nin internet sitesinde ilan edilecek ve değerleme sonucu ayrıca ilgilisine tebliğ edilecek. Tebliğ tarihinden 15. günün sonuna kadar TKGM’ne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmazların değeri kesinleşecek. Yine Kanunda kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilecek, bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilecek.

Değerli konut vergisi uygulamasında TKGM tarafından belirlenen bir değerin bulunmaması halinde Emlak Vergi Kanununa göre belirlenmiş olan bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme yapılacak.

c) Verginin Matrahı ve Oranı

Verginin matrahı, bina vergi değeri ve TKGM tarafından yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değerden yüksek olanı olacak. Konutun değerine göre artan oranlı bir vergi tarifesi benimsenmiş olup, vergiye tabi taşınmazın değeri;

5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar………..binde 3

7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar………binde 6

10.000.001 TL’yi aşanlar………………………………. yüzde 1

oranında vergilendirilecek. Yukarıda yer alan değerler her yıl bir önceki yıla göre yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacak.Vergi dilimlerinde yer alan değer eşikleri ile TKGM tarafından belirlenen 5 milyon ve üzerinde olan konutların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak VUK hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacak.

d) Verginin Mükellefi

Değerli konut vergisinin mükellefi, mesken nitelikli taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenler olacak. Paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükellef olacaklar. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olacaklar. Değerli konut vergisi mükellefiyeti;

a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 5 milyon TL’yi (veya izleyen yıllarda yeniden değerleme oranında artırılmış tutarı) aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi,

b) Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,

c) Muafiyetin sona erdiği tarihi,

takip eden yıldan itibaren başlayacak.

Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.

e) Değerli Konut Vergisinden Muaf Taşınmazlar

Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaf bulunuyor

a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar,

b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.),

c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar,

d) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç).

f) Beyan, Ödeme Süresi ve Ödeme Yeri

Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve TKGM tarafından belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın Şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilecek ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunacak. İzleyen yıllar için de mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilecek ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunacak. Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verme imkanına sahiptirler. Paylı mülkiyet halinde ise beyanname münferiden verilecektir. Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecek.

Hürses I 17.12.2019

About Author

Comments are closed.