Sosyal güvenlikte gündem ve güncel sıkça tekrarlanıyor.
Geçtiğimiz hafta 1000 TL’den az emekli aylığı olup olmadığı gündeme oturmuştu. Bir tarafta ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan öbür tarafta o koltuğa aday CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birbirinin zıddı iki hükmü dile getirdiler. 1000 TL’den az emekli aylığı var mıydı yok muydu? Bakın bu sorunun cevabını 1000 LT aylık barajı getiren yasa getirildiğinde 18 Şubat 2019 tarihli yazımda bakın nasıl vermişim.“7161 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 19 uncu madde ile emekli aylıklarında yeni bir dönem geldi.Bahse konu ek madde;
“EK MADDE 19- Bu Kanun veya bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre malullük ve yaşlılık sigortasından ödenen aylıklar ve aylıklar ile birlikte her ay itibarıyla yapılan ödemeler toplamı dosya bazında, 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesi uyarınca yapılacak ek ödeme dâhil 1.000 Türk lirasından az olamaz. Ölüm sigortasından yapılan ödemeler toplamı ise bu tutarın hak sahiplerinin hisseleri oranı esas alınarak tespit olunacak tutarından az olamaz.
Bu Kanun kapsamında hesaplanan aylıklar, bu madde ile belirlenen tutardan düşükse aradaki fark Hazineden tahsil edilir.
Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklar için bu madde hükümleri uygulanmaz.”
Biçiminde düzenlenmişti.
Metinden anlaşılacağı üzere gelen düzenleme aslında bir zam düzenlemesi değil, perdeleme düzenlemesi.
Şöyle ki esasında 1000 TL’den az olan aylıkları gelen zamlarla 1000 TL’ye ulaşıncaya kadar 1000 TL olarak ödemeyi amaçlıyor. Yani bir emekli 3-4 zam dönemi boyunca aynı 1000 TL’yi almaya devam edebilecek.
Yani düzenlemenin amacı nitelikçe düşük aylıklara kalıcı bir onarımı değil, geçici olarak verilecek ek zamla 1000 TL’den az aylık olmamasını hedefliyor.
2019 Şubat ayının 1000 TL alan bir emekli 2020 Temmuz ayında da yine 1000 TL alabilecek, peki bu iki 1000 TL’nin alım gücü aynı olacak mı? Elbette değil, ama dediğimiz gibi amaç o değil, amaç görüntüyü kurtarmak.
Tıpkı 2015 yılı Temmuz ayında 1000 TL’den az emekli aylıklarına ilave 100 TL zam gibi bir şey. Gerçi o daha adildi, zira en azından sonraki zam verilen bu 100 TL ilaveli aylığa uygulanıyordu. 2016 yılı başında tüm aylıklarla birlikte bu düşük aylıklara bir 100 TL daha seyyanen zam verildi. Bu da gerçek çözüm olmadı, zira 2016 yılı sonuna kadar bağlanan aylıklar görece olarak kurtulsa da 2017 yılından itibaren bağlanan aylıklar bu 100’er TL’lerden mahrum kaldılar.
Tabii hep çözümler palyatif olunca sorunun asıl nedenine inmek de kabil olmuyor elbette.
Zira bağlanacak emekli aylıklarının düşük olmasına neden olan yasada bir değişiklik söz konusu değil, bundan söz edilmiyor bile.
Asgari matrahtan 15 yıl prim ödeyenler için 2000 öncesi dönem bakımından yüzde 70, 2000-2008 arası dönem için yüzde 45 olan aylık bağlama oranını 2008 sonrası dönem için yüzde 30’a düşüren,
2000-2008 arası için “TÜFE + Büyüme hızından” oluşan güncelleme katsayısını 2008 sonrası için “TÜFE+Büyüme hızının yüzde 30’u” oranına düşüren,
5510 sayılı Kanunun bu özelliklerinde bir değişim meydana getiren bir düzenleme çıkmış değil.
Yani maksat 5510 sayılı Kanunun getirdikleriyle nitelik ve nicelik olarak düşüşe uğrayan emekli aylıklarının bu kaybı karşılansın diye değil de 1000 TL’den az aylık gözükmemesi demek oluyor.”
Demişim.
Hasılı 1000 TL’den az aylık var olduğu için zaten 2019 yılı başında bu 1000 TL’lik bir baraj aylık konuldu. Emekli aylıklarındaki birey aleyhine formülasyonda değişiklik yerine bir boya çekildi ve 1000 TL’den az aylık ödenmesi böylece önlendi. Aslında 1000 TL’den az aylık var ama bu aylıklar 1000 TL olarak ödeniyor. Zamlardaki uygulama 1000 TL’den az aylık olduğunun en önemli delili oluyor, zira gelen TÜFE zamları 1000 TL aylık alanların bu 1000 TL’lerine uygulanmıyor, asıl aylıklarına uygulanıyor.
Ha 1000 TL aylık övünülecek aylık mıdır? Günümüz ekonomik koşullarında asla…
Ali Tezel | 25.11.2019