Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki tebliğ ile” sermayenin kaybı veya borca batık olma durumunda uyulacak usul ve esaslar belirlenmiş bulunmaktadır. (15.09.2018 gün ve 30536 sayılı Resmi Gazete). Söz konusu tebliğ anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketleri kapsamaktadır. Tebliğin dördüncü maddesinde yer alan;
a – Aktif: şirketin sahip olduğu dönen ve duran varlıkları,
b – Ara dönem finansal tablo: 3, 6 ve 9 aylık dönem sonları itibarıyla hazırlanmış finansal tabloları,
c – Borç: Öz kaynaklar hariç şirketin aktiflerini finanse ettiği kaynakları,
ç – Kanun: 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nu,
d – Kanuni yedek akçe; Türk Ticaret Kanunu’nun 519’uncu maddesinde düzenlenen yedek akçeyi,
e – Ortak: Anonim şirketlerin pay sahiplerini, limited ve sermayesi paylara ‘bölünmüş komandit şirketlerin ortaklarını,
f – Serbest yedek akçe: Kanuni yedek akçelerin sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeleri,
g – Şirket: Anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketleri,
h – Sözleşme: Anonim şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin esas sözleşmesini, limited şirketlerin şirket sözleşmesini,
ı – Yönetim organı: Anonim şirketlerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunu, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde müdür veya müdürler kurulunu, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticiyi veya yöneticileri ifade etmektedir.
Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır. Genel kurulun gündem maddeleri arasında sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilir.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı durumlarda farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu husus genel kurulda görüşülür.
* Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde yönetim organı, bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
*Yönetim organı son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir.
* Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar.
* Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde toplantıya çağrılan genel kurul;
a – Sermayenin üçte biri ile yetinilmesine ve Kanun’un 473 ila 475’inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına,
– Sermayenin tamamlanmasına,
– Sermayenin artırılmasına karar verebilir.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel kurulu, sermayenin üçte biriyle yetinmeye karar verdiği takdirde sermaye azaltımı Kanun’un 473’te 475 maddelerine göre yapılır.
Bu kapsamda yapılacak sermaye azaltımında yönetim organı alacaklıları çağırmaktan ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat altına alınmasından vazgeçebilir.
Sermayenin tamamlanması, bilanço açıklarının, ortakların veya bazı ortaklar tarafından kapatılmasıdır. Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür. Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz. Bu yükümlülük sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez.
Sermayenin tamamlanmasında, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından TTK’nın 421’inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, limited şirketler bakımından 603 ve devamı maddeleri uygulanır.
Sermayenin tamamlanamaması, bazı ortakların kendi istekleriyle tamamlama yapmasına engel oluşturmaz.
Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir.
İto Haber 26.07.2019