Muhtasar beyanname ile sigorta primlerine ilişkin prim hizmet beyannamesinin birleştirilmesi konusu, 2003’te önemli ölçüde çalışması yapılan ve daha sonra da vazgeçilen bir konuydu.
Muhtasar beyannamede her bir çalışanın ücret detayının yer almasına gerek yoktur, icmalin muhtasar beyannameye konulması yeterlidir. Birden fazla ücret alınan ve beyanname verilmesi gereken durumlarda da ücretlinin kesinti yapan kurumdan kesinti tutarına ilişkin bilgi alarak beyannamesini eklemesi gerekmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında bilgi paylaşımı çerçevesinde Gelir İdaresi kişi bazında da vergi matrahlarına ulaşabilecek durumdadır.
Dolayısıyla Gelir İdaresi’nin her bir kişinin vergi matrahını da beyannamede ayrıca görme ihtiyacı bulunmamaktadır.
Kamuda teknoloji kullanımı uygulamalarında hep öncülük yapmış kurum Gelir İdaresi’dir. Zaten 2003’te muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin birleştirilmesi çalışmasının yapılmasının ana nedeni, Gelir İdaresi’nin bilgisayar altyapısının güçlü olması ve bu bilgileri tek elden takip edebilecek durumda bulunmasıydı. İşin detayına girildiğinde bir yandan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da bilgisayar alt yapısı yatırımına giriyor olması ve Gelir İdaresi’nin direkt işi olmayan kişi bazlı emeklilik kaydının da izlenmesi gereğinin olmaması ve de beyanname birleşince daha komplike hale geliyor olması nedenleriyle uygulamadan vazgeçilmişti.
Damga vergisi açısından ise beyanname birleştirilmesinin ilave bir avantajı olmayacaktı. Zira kamu açısından bir gelir kaybı söz konusu ise muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin damga vergisinde bir artış meydana getirmek suretiyle bu gelir kaybı pekala giderilebilirdi. Beyannameyi hazırlayan, veren mali müşavir veya insan kaynakları ekipleri bakımından ise aslında bir tasarruf getirmediği beyannamenin daha komplike hale geldiği görüldüğü için uygulamadan vazgeçilmesinin daha doğru olacağı sonucuna varılmıştı.
Daha sonraki yıllarda bu konudaki çalışma yeniden başlayıp muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin birleştirilmesi pilot uygulama aşamasına kadar gelmiş bulunmaktadır. Birkaç ilde pilot uygulama yapılmaktadır. Aslında bu yazıda konuyu dile getirmekteki amacımız, bu uygulamadan dönülmesinin, uygulamayı genel hale getirmekten daha yararlı olacağı hususunu bir kez daha ilgililerin dikkatine sunmaktır.
Bu uygulama kamu açısından bir pratiklik sağlamayacaktır. Aksine Gelir İdaresi bilgisayar sistemi bakımından kendisine lazım olmayan bir bilginin sisteme yüklenmesi ilave bir yük anlamına gelecektir. Zira aynı bilgiler en azından emeklilik işlemi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nda da tutulmaya devam edecektir.
Sosyal güvenlik prim borçları ile vergi borçlarının vergi daireleri aracılığıyla takip ve tahsili için mevcut teknoloji imkanları doğrultusunda beyanname birleştirmeye gerek yoktur. Sosyal güvenlik prim borçları elbette vergi dairesi kanalıyla tahsil edilebilir. Bunu yapmaya sistemler ve Gelir İdaresi’nin yapısı müsaittir. Üstelik kamunun takibat sadeleştirmesi bakımından da böyle bir uygulama faydalıdır. Onun için beyannamelerin birleştirilmesine gerek yoktur.
Beyannameler komplike hale geldiği için de beyanname düzenleyenler açısından da bir pratiklik sağladığını söylemek pek mümkün değildir.
Ancak beyanname birleştirilmesinin belki de çalışmalar sırasında hiç hesap edilmeyen önemli bir mahsurundan bahsedeceğiz. Özel sektörde iş barışının bozulması riski söz konusudur. Zira özel sektörde işveren kime ne ücret verdiğinin diğer çalışanı tarafından bilinmesini istemez. Ücret farklılaştırmasında farklı kriterler vardır. Elbette özel sektörde de pozisyonları itibariyle şirketler bazında farklılık arz etse de bir kademelendirme söz konusudur. Ancak aynı pozisyonda çalışanların ücretleri arasında verimlilik esaslı bazı farklılıklar yapılması söz konusudur. Mevcut durumda daha ziyade sosyal güvenlik prim bildirgeleri insan kaynakları biriminde bu konuyla görevli personel tarafından yerine getirilirken ve de bunu son derece mahrem bir bilgi şeklinde yürütmek söz konusu iken, vergi beyannameleri tarafında tek şifreyle bütün beyannameler görülebildiğinden, şayet buna yönelik bir tedbir alınmadan beyanname birleştirmesi sonrası şirketlerdeki ücret bilgileri muhasebe departmanında çalışanlara da açık hale gelecek, bu da iş barışının ciddi ölçüde zedelenmesine neden olacaktır.
Önerimiz, yol yakınken kamu açısından ve beyanname düzenleyenler açısından pratiklik sağlamayan bu uygulamadan vazgeçilmesidir. Şayet bu mümkün değilse, o zaman Gelir İdaresi’nce muhtasar prim hizmet beyannamelerine ilişkin ayrı bir
şifre oluşturulmasını mümkün kılacak bir uygulamaya gidilmesine ihtiyaç vardır. Yani artık muhtasar prim hizmet beyannamesini sadece verilen özel şifreyi alan personelin görmesi mümkün olmalı. Onun dışında diğer beyannameleri gören personelin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi’ni görmelerinin engellenmesi sağlanabilecektir.
İto Haber I 25.02.2019