İHRACATTA GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI VE İSPAT ŞARTI
Dr. İsmail PAMUK-Yeminli Mali Müşavir
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1 maddesine göre; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, safi kazancın tespit edilmesinde indirim konusu yapılır. Mezkur düzenlemenin parantez içi hükmü uyarınca; ihracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler.
Yukarıda kanuni düzenlemesi belirtilen götürü gider müessesesinin uygulamasında önemli bir sorunla karşılaşılmaktadır. Bu sorun, götürü giderin ispat şartına ilişkindir. Konuya ilişkin 194 ve 233 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde açıklamalar yapılmıştır. 194 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğine göre; götürü gider hesaplanabilmesi için harcamanın yapılmış ve işletmenin malvarlığında bir azalma meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Sorunun başlangıç noktasını bu düzenleme oluşturmaktadır. Zira 194 Seri No’lu Tebliğde yer alan götürü gider hesaplanabilmesi için harcamanın yapılmış ve işletmenin malvarlığında bir azalma meydana gelmiş olması şartı, ispat zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Buna karşılık kanuni düzenlemede, götürü gider uygulaması için herhangi bir ispat şartı aranmadığı son derece açıktır.
Konu hakkındaki yargı kararları tetkik edildiğinde, Danıştay 4. Dairesinin götürü gider uygulamasında ispat şartına gerek olmadığı yönündeki kararlarının istikrar kazandığı görülmektedir. Danıştay 4. Dairesinin 08/02/2016, 2012/8339 E., 2016/337 K.; 14/03/2007 tarih ve 2006/358 E., 2007/791 K.; 28/02/2007 tarih ve 2006/2738 E., 2007/610 K.; 31/03/2005 tarih ve 2004/1293 E., 2005/529 K. sayılı kararları bu yöndedir. Söz konusu kararlarda özetle; Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1 maddesiyle yapılan düzenlemenin, maddede sayılan faaliyetlerin yurtdışında yapılmasını teşvik amacıyla ve bu faaliyetler sonucu sadece bu faaliyette bulunan mükelleflere mevcut haklarının yanında elde edilen kazancın belli tutarının tevsik şartı aranmaksızın kazançtan indirilmesi hakkını sağladığı, düzenlemede, götürü olarak hesaplanan gider ibaresinin de bu hususu ortaya koyduğu, götürü giderin kazançtan indirilmesinin herhangi bir ispat şartına bağlı olmadığı, yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Buna karşılık Danıştay 3. Dairesinin aksi yönde değerlendirmelere yol açabilecek bir kararı bulunmaktadır. Danıştay 3. Dairesinin 23/12/2015 tarih ve 2014/850 E., 2015/10056 K. sayılı kararında; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ekinde yer alan tutanakta, davacı şirket yetkililerine inceleme elemanı tarafından ihracat faaliyetleri kapsamında yurt dışında yapmış oldukları belgesiz veya belgesi temin edilemeyen herhangi bir giderlerinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine davacı şirket yetkililerince şirketin ihracat faaliyetleri kapsamında yurt dışında belgesiz ya da belgesi temin edilmeyen bir harcamasının bulunmadığı hususunun ikrar ve beyan edilmesi sebebiyle kurum kazancından hasılatın binde beşi oranında götürü gider indiriminden faydalanmasının mümkün olmadığı yönünde hüküm tesis eden yerel mahkeme kararının dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerin uygun görüldüğü belirtilmiş ve bu nedenle temyiz reddedilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Danıştay 3. Dairesinin yukarıda yer alan kararı tetkik edildiğinde, götürü gider uygulamasında ispat şartının arandığını söylemek, bu yönde değerlendirme yapmak mümkün değildir. Zira somut olayda ilgili şirket yetkilileri, şirketin ihracat faaliyetleri kapsamında yurt dışında belgesiz ya da belgesi temin edilmeyen bir harcamanın bulunmadığı ikrar ve beyan etmişler ve bu durum karara dayanak teşkil etmiştir. Bahse konu ikrar ve beyan, bize göre ispat şartını karşılamamaktadır. Daha açık bir ifadeyle, bu durum ispat şartına ilişkin değildir.
Sonuç olarak, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1 maddesinde hüküm altına alınan götürü gider uygulamasında tevsik ve ispat şartına ilişkin herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Bu halde kanuni düzenlemede belirtilen hususlar dahilinde, tevsik ve ispat şartları aranmaksızın götürü gider uygulamasından yararlanmak mümkündür.