Yunan mitolojisinin en ilginç öykülerinden birisidir Kassandra’nın öyküsü.
Kassandra, Troya kralı Priamos ve kraliçe Hekabe’nin kızı, Hektor ve Paris’in kız kardeşidir. Tek isteği geleceği görebilen bakire bir rahibe olmaktır.
Zeus ile Leto’nun çocukları olan Apollon, mitoloji kaynaklarında tüm sanatların, müziğin, güneşin, şiirin ve ateşin tanrısı olarak geçer. Ayrıca kâhin özelliği taşıyan Apollon, geleceği görme yetisine ve bu yetiyi insanlara geçirebilme gücüne sahiptir. Homeros’un İlyada’sında Apollon, Troya’nın koruyucu tanrısı olarak yer alır ve Troya’da adına inşa edilmiş bir tapınak vardır.
Apollon, bir gün Kassandra’yı görür ve çok beğenir. Konuşurlarken kızın isteğini öğrenir ve kendisiyle birlikte olursa ona geleceği görme yeteneğini vereceğini söyler. Kassandra rahibe olmak istediği için bu teklifi kabul etmesi mümkün olmasa da Apollon’a bu yeteneği ona verirse onunla birlikte olacağı yalanını söyler. Apollon, Kassandra’nın ağzına tükürür ve geleceği görme yeteneği böylece kıza geçer. Kassandra, rahibe olmak istediği için verdiği sözü tutamayacağını öne sürerek Apollon’la birlikte olmaz. Buna çok kızan Apollon kızı lanetler, geleceği görse de buna kimseyi inandıramamasını ve bir kadın olarak aşağılanarak rahibe olamamasını diler.
Troya savaşı öncesinde Kassandra bu savaşı ve savaşın varacağı sonuçları görür, babasını ve ağabeylerini buna inandırmaya çalışır ama Apollon’un laneti buna engel olduğu için kimseyi böyle bir şeye inandıramaz. Ve bir köşede geleceğin getireceği bütün kötülükleri bilerek, hissederek savaşın gidişini ve sonunu izlemek durumunda kalır.
Troyalılar aslında savaşı kazanırlar, Sparta kralı ve Yunan ordusunun komutanı Agamemnon ve Akalılar geri çekilip gözden kaybolunca Kassandra yanılmış olabileceğini ve kehanetin tutmamış olabileceğini düşünür. Ama Achilleaus ve askerleri tahta bir atın içinde girdikleri Troya kentinin kapılarını gece açarak Yunanlıların Troya’yı ele geçirmesini sağlar ve kehanet gerçek olur. Aias adında bir Yunan askeri Kassandra’yı Athena tapınağında kıstırır ve tecavüz eder. Apollon’un bütün lanetleri bir bir tutar. Troya’nın bu duruma düşeceğini görmüş ama kimseyi inandıramamış olan Kassandra, kadın olarak aşağılanmış ve rahibe olma umudunu tamamen kaybetmiş olur. Troya savaşında Yunan güçlerine komuta eden Sparta kralı Agamemnon, Kassandra’yı savaş esiri olarak Sparta’ya götürür ve kendisine cariye yapar. İkisinin yakınlığını kıskanan Agamemnon’un karısı bir süre sonra Kassandra’yı öldürür.
Bazı gerçekler vardır ki kâhin olmayı gerektirmeyecek kadar açık ve seçik olarak ortadadır. Mesela yapısal reformları yapmadan Türkiye’nin ve benzeri ülkelerin gelişmiş ülkeler arasına giremeyeceği gerçeği bunlardan birisidir. Güçler ayrımına dayalı bir hukuk sistemi kurulmadan, yargı bağımsızlığı sağlanmadan, tümüyle bilimsel bir eğitim düzeyine geçilmeden, teşvik sistemi siyasal amaç yerine ekonomik amaçlı kullanılmaya başlanmadan, vergi sistemi düzeltilmeden ne orta gelir tuzağından çıkmak ne de gelişmiş ülkeler arasına girmek mümkün. Ben bunları söylemeye başlayalı yirmi yıldan fazla olmuş. Ben yalnız değilim bu konuda. Bunları söyleyen birçok iktisatçı, sosyal bilimci var. Ne söylersek söyleyelim siyasetçiler, yapısal reformları yapmadan durumu devam ettireceklerini ve hatta iyiye götüreceklerine inanmaya devam ediyorlar.
Kassandra laneti, günümüzde iktisatçıların üzerine yapışmış gibi duruyor.
Mahfi Eğilmez – 09.12.2018