Anayasamızın güvenceye aldığı konulardan birisi de çalışanların dinlenme hakkıdır. İşçinin daha verimli veya aynı seviyede çalışmasını devam ettirebilmesi için, belli bir süre dinlenmesi gereklidir. Başka bir ifadeyle, işçilerin, dinlenerek çalışma istemini, bedensel ve ruhsal sağlıklarını korumaları, motivasyonlarını ve iş verimliliğini artırmaları amacıyla yıllık ücretli izin kullandırılmaktadır.
Deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilmelidir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilmesi mümkün olmadığı gibi yıllık izin hakkının bir başkasına devredilmesi ya da iş ilişkisi devam ederken yıllık izinlerin paraya çevrilmesi de mümkün değildir.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi işçinin işyerindeki kıdemi ve yaşına göre belirlenmektedir. Buna göre hizmet süresi;
– Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden,
– Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,
– On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden, az olamayacaktır.
Yer altı maden işlerinde çalışanlar için bu süreler dörder gün arttırılarak uygulanmaktadır. Genel bir kural olarak, 18 yaş ve altında olan küçüklerle 50 yaş ve üzerinde olan çalışanların yıllık izin süreleri 20 günden az olamaz.
Yıllık izin süresinin işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Ancak yıllık izin sürelerinin kullanıma ilişkin esneklik de bulunmaktadır. Yıllık izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere bölümler hâlinde kullanılabilir.
İş mevzuatında göre, tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilmektedir. Bu nedenle bazı işyerlerinde 6 gün bazı işyerlerinde 5 gün çalışma sistemi kurulmuştur. Bu şekilde farklı sistemlere sahip işyerlerinde Cumartesi günlerinin yıllık ücretli izinden sayılıp sayılmayacağı konusunda tereddütler yaşanmaktadır.
Cumartesi günlerinin çalışılıp çalışılmadığının bir önemi olmaksızın, işgünü sayılmaktadır. 6. gün olarak çalışılmayan, ancak hafta tatili olmayan ve mevzuata göre iş günü sayılan cumartesi günü, yıllık ücretli izin süresinden sayılmaktadır. Nitekim devlet memurlarının yıllık izinlerinde pazar günü dahi izinden düşülmektedir.
Uygulamada, bazı işverenlerin sadece gün sayılarını hesaplayarak ücretli yıllık izni kullandırdıkları, yıllık izne rastlayan ulusal bayram ve genel tatiller ile hafta tatilini de izin süresinden saydıkları görülmektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesine göre, yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram ve genel tatiller ile hafta tatili günleri izin süresinden sayılmayacaktır.
Özellikle, bankalar, özel okullar gibi hafta sonu çalışılmayan işyerlerinde çalışıp da yıllık ücretli izin kullanan çalışanların, izinlerine denk gelen cumartesi günlerinin izin süresinden sayılıp sayılmayacağı konusunda anlaşmazlıklar olmaktadır. İşyerlerinde cumartesi günü çalışılıp çalışılmamasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu nedenle cumartesi günleri yıllık izne dahil edilecek ve izinden düşülecektir. Yani en çok tartışılan hususlardan birisi olan cumartesi günlerinin, yıllık izinden düşülmesi gerekmektedir.
Burada işçi ve işveren arasında yapılan iş sözleşmesinde veya işyeri uygulamasında işçi lehine cumartesi gününün izinden sayılmaması yönünde bir düzenleme yapılabilir, ancak bu sadece o işyerlerini kapsayacaktır.
Dünya Gazetesi | 09.10.2018