Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 61’inci maddesinde “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilen Menfaatlerdir” ifadesi ile tanımlanmıştır. Hizmetler karşılığı olan nakdi ücret para olarak nakden çalışanın banka hesabına yatırmak suretiyle ödenebilir. Bunun yanında mal verilmesi, oturulacak yer (konut) sağlanması, binek otomobil tahsis edilmesi, çalışan adına bireysel emeklilik yada hayat sigortası primi ödenmesi vb. şekillerinde menfaat sağlanması suretiyle de ödeme yapılabilir.
Ücretlerin vergilendirilmesi
GVK’da tanımlanan yedi gelir unsurundan biri olan ücret gelirleri de diğerlerinde olduğu gibi, sınırlı bazı istisnalar dışında vergilendirilir. Ücretin vergilenecek safi tutarı basit ve gerçek usul olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Basit usul oldukça sınırlı sayıda çalışanın ücretinin vergilenmesinde kullanılır. Genel olarak vergi matrahı gerçek usule göre belirlenir.
Gerçek usule tabi ücretlerin vergilendirilmesi ücretten işveren tarafından gelir vergisi kesintisi yapılarak, çalışan yerine vergi dairesine beyan edilmesi ve ödenmesi şeklinde olmaktadır. Bu usulün uygulanmasının mümkün olmadığı bazı hallerde ise ücret vergilendirilmesi, elde edenin yıllık beyanname ile beyanı yoluyla gerçekleşir.
GVK’nın 95’inci maddesinde ücret geliri yıllık beyanname ile beyan edilecek mükellef gurupları sayılmıştır. Bunlar içinde, ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı dikkat çekmektedir.
Yabancı bir ülkedeki işverenden alınan ücretler
Yabancı ülkelerde bulunan işverenden alınan ücretler (varsa Türkiye dahilindeki kazanç ve iratlarıyla birlikte) bir beyanname ile ikametgahının bulunduğu yerin vergi dairesine bildirilir ve vergilendirilir.
Yabancı ülkedeki işverenlerden alınan ücretin doğrudan doğruya döviz olarak ödenmesi veya bankaya yatırılması vergilendirme bakımından bir değişiklik yaratmaz.
Ancak kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler GVK’nın 23/14’üncü maddesi uyarınca gelir vergisinden istisna tutulmuştur. Bu istisna dışında kalan ücretlerin yıllık beyanname ile beyanı gerekir.
GVK 23/14 maddesinde yer alan istisnalar
GVK’nın 23’üncü maddesinin 14 numaralı bendinde;
“a) kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işvereninin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler,
b) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin, Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerinde münhasıran merkezin faaliyet izni kapsamında istihdam ettikleri hizmet erbabına Türkiye dışında elde ettikleri kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler”
gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere bu istisnaların uygulanabilmesi için;
1- Türkiye’de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef durumunda olması,
2- Dar mükellef işveren çalışanı kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması, hizmet akdi ile işverene tabi değilse gelirin ücret olarak nitelendirilmesi söz konusu olmaz. Örneğin serbest meslek kazancından söz edilebilir.
3- Dar mükellef işverenin Türkiye’de personeline yapılacak ödemenin yurtdışı kazançlarından karşılanması,
4- Ücretin döviz olarak ödenmesi, (Yurt dışından döviz olarak gelen paraların Merkez Bankası veya diğer bankalarda bozdurularak Türk Parası olarak ödendiğinin belgelenmesi halinde de bu şart yerine getirilmiş sayılır.)
5- Ödenen ücretin dar mükellef iş verenin Türkiye’deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi,
şartlarının bir arada mevcut olması gerekmektedir.
Yıllık Beyan
Yukarıdaki şartların karşılanmaması durumunda yabancı işverenden Türk vatandaşlarınca (Türkiye’de yerleşmiş sayılanlar dahil) elde edilen ücret geliri yıllık beyanname ile beyan edilecektir.
Türkiye’de yerleşmiş sayılmayan yabancı uyruklu çalışanların ücret gelirinin vergilenmesinde GVK’nın 5’inci maddesi ile, uyruğunda olduğu ülke ile Türkiye arasında akdedilmiş çifte vergilemeyi önleme anlaşmaların ücretlerin vergilenmesi hakkındaki düzenlemelere de bakmak gerekir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde; “Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.” Hükmüne yer verilmiş olup, aynı kanunun 3’üncü maddesinin 1 numaralı bendinde ise, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan kanunun 4’üncü maddesine göre, aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır;
1- İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (ikametgah, Medeni Kanun’un ilgili maddelerinde yazılı olan yerlerdir.)
2- Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez).
Bu hükümlere göre, ikametgahın Türkiye’de bulunması sebebiyle tam mükellef esasında vergilendirilme gerekenlerin, hizmet karşılığında yurt dışındaki işverenden alınan ücretin, işverenin GVK’nın 94’üncü maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapması gerekenlerden olmaması nedeniyle,elde ettikleri bu ücret gelirini yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeleri gerekir.
Yıllık beyannamenin verilme zamanı ve yeri
Bir yıl içinde yabancı işverenden elde edilen ücretler izleyen yılının mart ayının başından (1-25 Mart) yirmi beşinci günü akşamına kadar verilecek gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilir. Vergilemede ücretlerin safi tutarlarının esas olacağı, kanunun tanıdığı indirimlerin dikkate alınması gereği unutulmamalıdır.
Beyanname mükellefin ikametgahının bulunduğu yer vergi dairesine verilecektir. Beyanname vermek için bu süreyi geçirenler Vergi Usul Kanunu’nun 371’inci maddesinde belirtilen şartlara uygun şekilde, pişmanlıkla beyanname verebilirler. Bu durumda vergi zıyaı cezası kesilmez. Sadece gelir vergisi ve pişmanlık zammı alınır.
Hesaplanan verginin ödenme zamanı ve yeri
Beyan edilen vergi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi, mart ve temmuz aylarında olmak üzere, iki eşit taksitte ödenebilir. Hesaplanan ve tahakkuk eden vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenebileceği gibi, vergi tahsiline yetkili banka şubelerinden de ödenebilir.
Dünya Gazetesi | 26.09.2018