Katma Değer Vergisi Kanunu Tasarısı’nın TBMM’de görüşmeleri devam ediyor. Bu makalenin yazıldığı an itibariyle, TBMM Genel Kurulunda tasarının tamamı üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı. Bu hafta sonuna kadar görüşmelerin tamamlanması ve kısa süre içinde yürürlüğe girmesi beklenebilir.
Tasarıda yer alan düzenlemelerle ilgili kısa özetlere devam edelim. Bugün tasarının iki önemli düzenlemesini özetlemeye çalıştım.
Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergileme sadeleştiriliyor
Tasarıyla;
– KDV uygulamasında, arsa karşılığı inşaat işlerinde, arsa sahibi tarafından konut veya iş yerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya iş yeri teslimi yapılmış sayılması,
– Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedelin tespitinde, arsa sahibine verilen konut ve iş yerinin, Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde yer alan maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarın esas alınması,
öngörülüyor.
Yapılan düzenlemeyle, arsa karşılığı inşaat işleri, işin yapış şekline ve arsanın veya arsa payının ne zaman müteahhide devredildiğine bakılmaksızın iki ayrı teslim olarak tanımlanıyor. Vergilemede en önemli sorunlardan birisi olan emsal bedel tespit sorunu da açıklığa kavuşturuluyor. Düzenlemeye göre emsal bedel, maliyet bedeline toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 eklenerek bulunacak.
Tasarıda, arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay zamanına ilişkin açık bir belirleme yer almıyor. Uygulamada çoğu zaman işin başlangıcında arsanın tamamı veya bir kısmı müteahhide devrediliyor, inşaatın bitiminde ise arsa sahibine inşa edilen taşınmazlar teslim ediliyor. Bu durum, iki ayrı vergilendirme döneminde iki ayrı teslim yapıldığı, dolayısıyla iki ayrı dönemde KDV hesaplanması gerektiği iddialarına yol açabilir. Arsa tesliminin gerçekte teminat amaçlı bir işlem olduğu dikkate alınarak, işin bitiminde, aynı tarihte iki ayrı teslim olduğuna ve dolayısıyla vergiyi doğuran olayın her iki teslimde de aynı anda doğduğuna ilişkin açık bir düzenlemenin, ileride doğabilecek farklı yorumları önleyebilirdi. Ancak bu sorunu gidermek için geç değil, ikincil düzenlemelerle uygulama yönlendirilebilir.
Emsal bedelin tespitinde maliyet bedeline %5 mi, yoksa %10’mu ilave edileceği konusu da uygulamada sorun olabilir. Bu oranlar uygulamada teslimin toptan veya perakende olmasına bağlı olarak belirlenecek. Perakende teslim, teslimi yapılan ürünlerin aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar ile işletmelerinde kullanacak olanlar dışındakilere satılması olarak tanımlanıyor. Buna göre bir teslimin toptan olup olmadığı, alıcının durumuna göre belirleniyor. Bu nedenle işlemin toptan mı perakende mi olduğunun müteahhit tarafından baştan bilinmesi mümkün olamayabileceği gibi, teslim sonrasında değişmesi de mümkün. Bu belirsizlik de yürürlük sonrasında uygulama zorluklarına ve ihtilaflara neden olabilir.
Özetlediğim bu iki sorun önemli ancak ikincil düzenlemelerle sorun olmaktan çıkarılabilecek konular. Muhtemelen bugün tespit edemediğimiz veya önemli olmadığını düşündüğümüz daha başka sorunlar da çıkacaktır. Ancak hangi sorunlar çıkarsa çıksın, düzenleme öncesinden daha az sorunlu bir alan olacağı açık.
Hasılat esaslı vergilendirme yöntemi getiriliyor
Tasarıyla, küçük işletmeler ve serbest meslek erbabı için hasılat esaslı vergilendirme yöntemi getiriliyor.
Mükellefin seçimine bağlı olarak uygulanacak bu yöntemde;
– Katma değer vergisi dahil mal veya hizmet bedeli toplamı üzerinden, Bakanlar Kurulu tarafından sektör veya meslek grupları itibariyle belirlenecek oran kullanılarak ödenecek vergi hesaplanacak,
– Bu tutardan her hangi bir indirim yapılmayacak ve hesaplanan tutar vergi dairesine ödenecek.
Hasılat esaslı vergilendirme yöntemine göre vergilendirilen mükellefler, yüklendikleri katma değer vergisi ile yukarıda belirtilen şekilde hesaplanarak beyan edilen ve ödenen vergiyi, gelir vergisi uygulamasında gider veya maliyet olarak dikkate alacaklar, yaptıkları teslim ve hizmetler nedeniyle hesapladıkları katma değer vergisini ise gelir olarak dikkate alacaklar.
Kapsama giren mükelleflerin bu yöntemi tercih edip etmeyecekleri; her bir sektör için belirlenecek katma değer vergisi oranına, iş yaparken genel olarak yüklendikleri katma değer vergisinin büyüklüğüne ve gelir tutarlarına bağlı olarak gelirlerine uygulanan gelir vergisi oranına bağlı olarak belli olacak.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu vergileme yöntemi seçimlik. Kapsama giren mükellefler isterlerse bu yöntemi seçebilecekleri gibi isteyenler de halen uyguladıkları yöntemle vergilenmeye devam edebilirler. Ancak hasılat esaslı vergilendirme yöntemini tercih edenler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamayacaklar.
(Devam edecek)
Dünya I 28.03.2018
Fazlasıyla eksiğiyle KDV Yasa Tasarısı? (4)
Katma Değer Vergisi Kanunu Tasarısı’nın TBMM’de görüşmeleri devam ediyor. Bu makalenin yazıldığı an itibariyle tasarının ilk sekiz maddesi görüşülmüş ve kabul edilmişti. Bu hafta sonuna kadar görüşmelerin tamamlanması ve kısa süre içinde yürürlüğe girmesi beklenebilir.
Tasarının en önemli düzenlemesi, indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin (KDV) iadesini öngören düzenlemeydi. Düzenlemeydi diyorum çünkü buna ilişkin hüküm TBMM Genel Kurulu’nda tasarıdan çıkartıldı. Dolayısıyla, başlığa uygun olarak ifade etmek gerekirse, tasarının en önemli eksikliğinin şu an itibariyle devreden KDV’yi iade etmemesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Devreden katma değer vergisi mükellefin devletten alacağı. Bu borcun her yıl itibariyle büyüyerek gittiği ve bir süre sonra ödenemez büyüklüğe ulaşacağı açık. Maliye Bakanımız ve Bakanlığımız cesaret gösterdi iade edebiliriz dedi ama zannediyorum bütçe endişeleri nedeniyle olmadı. Belki de son şans böylece ortadan kalktı.
Tasarının kalan düzenlemeleri içinde önemli diyebileceğim bir grup düzenleme, indirim mekanizmasını daha iyi çalıştıracak hükümler. Devreden katma değer vergisinin iadesi ile kıyaslanacak önemde değil belki ama kayda değer. Eksikleriyle birlikte önemli.
KDV yayılı bir tüketim vergisi. Üretimden tüketime bütün aşamalarda ortaya çıkan katma değeri vergiliyor. Nihai olarak da nihai tüketimi hedefleyen bir ciro vergisi. Bütün aşamalarda satış bedeli üzerinden vergi hesaplanıyor, bu tutardan yüklenilen vergi mahsup edilerek kalan ödeniyor. Sistem vergiden vergi indirimi esası üzerine kurulu. İndirim mekanizmasının bir nedenle çalışmadığı, kanunla engellendiği veya indirim sisteminde bir aksama olduğu durumlarda da doğal olarak katma değer vergisine benzemeyen bir vergi çıkıyor ortaya.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği ilk halinde de bazı durumlarda indirim mekanizması tam olarak kurulmuş değildi. Ancak zamanla sistemi aksatan başka gelişmeler de oldu. Bazen bir yasal düzenleme sonucu, bazen Mali İdarenin yorum ve uygulamalarıyla indirim mekanizması olması gerektiği gibi çalışmadı. Tasarıyla bunların tamamı değilse de bir kısmı tamir ediliyor.
Zayi olan sabit kıymetlerde KDV düzeltmesi kullanım süresine bağlı
Tasarıyla;
– Faydalı ömrünü tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’nin tamamının,
– Faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’nin ise kullanılan süreye isabet eden kısmının,
indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanıyor.
Böylece, zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi sabit kıymetler nedeniyle yüklenilen verginin indiriminin düzeltilip düzeltilmeyeceğine ilişkin sorun, doğru bir şekilde açıklığa kavuşturuluyor.
Uygulaması kolay değil. Umarım uygulamada sistem çalışır.
KDV indiriminde takvim yılı sınırı uzatılıyor
Mevcut düzenleme çerçevesinde, istisnai durumlar hariç, yüklenilen KDV, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılında indirim konusu yapılabiliyor. Tasarıyla indirimin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı izleyen yılda da yapılabilmesine olanak sağlanıyor.
Düzenleme genel anlamda yeterli. İhtiyaçları büyük ölçüde karşılayabilir. Ancak zamanaşımı dikkate alınarak bazı önlemler alınıp, herhangi bir yıl sınırı olmadan indirime izin verilebilirdi.
Bazı istisnalar nedeniyle yüklenilen verginin indirimine izin veriliyor
Tasarıyla, kısmi istisna kapsamındaki bazı teslim ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine izin veriliyor. Bu teslim ve hizmet ifalarından bazıları şunlar:
– Özel okul, üniversite ve yüksekokullar tarafından verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri.
– Öğrenci yurtları tarafından verilen bedelsiz yurt hizmetleri.
– Kanunların gösterdiği gereklilik üzerine bedelsiz olarak yapılan teslim ve hizmetler.
– Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi.
– Serbest bölgelerde verilen hizmetler ile serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri.
– KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları.
– Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri.
– Teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanların, bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımlarının teslimi.
Kısmi istisna kapsamında olup tesliminde vergi hesaplanmayan bazı işlemler nedeniyle yüklenilen verginin indirilemediği durumlar hala kalıyor. Ancak yapılan düzenleme yine de olumlu bir adım.
Örtülü kazanç dağıtımı işlemlerinde indirilen KDV’nin düzeltilmemesi öngörülüyor
15.07.2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisinin indirimine olanak sağlanmıştı. Bu defa tasarıyla yurt içindeki işlemler için de indirim olanağı getiriliyor.
Örtülü kazanç dağıtımına ilişkin sorun bu ikinci düzenlemeyle çözülüyor ancak örtülü sermaye sayılan işlemler nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimine ilişkin bir düzenleme ne yazık ki bu tasarının eksiği.
Dünya I 30.03.2018