SGK Aylık Prim ve Hizmet Belgesi ile Maliye Muhtasar Beyannamesi birleştiriliyor.
Bir süredir İK, mali işler, mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin gündemini oluşturan önemli konulardan birisiydi Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi konusu. Bir yandan ücrette gizlilik kalkıyor diye isyan varken, öbür yanda da uygulamada yaşanacak sorunlardan endişe ediliyordu.
Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, vergi kanunlarına göre verilmesi gereken muhtasar beyanname ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı ile prim ödeme gün sayılarının bildirilmesine mahsustur.
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257′ nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 100′ üncü maddesinin verdiği yetkilere dayanılarak,
– Kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte,
– Sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı, meslek adları ve kodları ile prim ödeme gün sayılarının
– Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile elektronik ortamda beyan edilmesi zorunluluğu getirildi. Esasen 1 Ocak 2018 itibariyle tüm yurtta bu zorunluluk yürürlüğe girecekti ancak son dakika ertelemesi geldi.
12 Aralık 2017 tarihinde Gelir İdaresi tarafından yayınlanan Tebliğ Tasarısı’na göre, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması Amasya, Bartın, Çankırı illeri hariç olmak üzere 01 Temmuz 2018 tarihine ertelenmesi yönünde hazırlanan taslak Başbakanlığa gönderildi.
Amasya, Bartın, Çankırı illerinde ise (281 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen bankalar hariç) 01 Ocak 2018 tarihinden itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulanmaya başlayacaktır.
Buradan Maliye idaresine bir çağrımız olacak, çeşitli sektörler tarafından hazırlanan ve uygulama kolaylığı ve ücret gizliliği sağlayacak öneriler dikkate alınmalıdır.
***
İbrahim Başkan’ın ardından
Sabah erken saatte okudum TÜRES’deki dostlardan gelen mesajları. Vefat edeli az bir zaman olmuştu. Önceleri inanamadım, yok canım dedim kendi kendime. Öyle ya, insan ölümü sevdiklerine, dostlarına yakıştıramıyor. Hemen gazetelere baktım, haber sitelerine baktım, hiçbir haber yoktu. İnşallah yanlışlık olmuştur, yaşıyordur İbrahim abi dedim.
İbrahim Çağlar, İTO’daki başarılı çalışmaları ile ekonomiye, ticarete damgasını vurmuş biriydi. Hem AK Parti kurucusu duayen bir siyasetçi, hem çekirdekten bir iş adamıydı.
Konuşmacı, danışman, akademisyen ve siyasetçi gibi farklı şapkalarımla bir çok etkinliğinde, bulunduğum İTO, ülkemizin en güzide kurumlarından biri olmakla kalmayıp, ekonomiye yön veren, Türkiye’yi yurtiçinde ve yurtdışında gururla temsil eden gözbebeği bir kurumumuz. İTO bünyesinde çalışma hayatında yaşanan sorunların çözümü için verdiği çabaları, esnafın, tüccarın iş adamının hakkını korumak için hazırlattığı raporları, siyasi ve ekonomi gündeminde çözüm odaklı mücadelesi ile hatırlayacağız İbrahim başkanı.
Bazı insanlar bulundukları koltuktan güç alırken, o oturduğu koltuğa güç verirdi. Onun döneminde İTO bir çok önemli icraate imza attı.
7 Haziran 2015 seçimleri öncesiydi. Bir köşe yazımda ticaret odalarının aidat meselesini gündeme getirmiştim. Sabahın erken saatinde aradı hemen. İTO’yu, aidatlarla yaptıkları yatırımları anlatmaya başladı hemen.
Sorumluluk sahibiydi, vefakardı, mütevazi idi, adam gibi adamdı İbrahim Çağlar.
İTO bünyesinde İş Kanunu Çalışma Grubu ile bir yandan bakanlıklara sorunların çözümü için öneriler götürürken, öbür yandan restoran ve lokantacı esnafının yemek çekini çözmeye uğraşırdı. Umarım bu süreçte İbrahim başkanın son günlerinde en çok çözmek istediği konulardan birisi olan yemek çekleri sorunu dostane şekilde çözülür. TÜRES’in mücadelesini verdiği yemek çeklerinde 27 Aralık’ta boykot yapmaya hazırlanan esnafla, yemek çeki şirketleri birlikte çözüm üretir.
Dünya I 15.12.2017