Şirketlerin varlık nedeni kâr elde etmek ve ortaklara dağıtmak. Kâra en erken ulaşmanın yolu da avans kâr payı dağıtmak. Avansa kâr payı dağıtımının önünde yasal bir engel yok. Ancak çeşitli nedenlerle yaygın olarak yapıldığını zannetmiyorum. En azından ben görmüyorum. Halka açık şirketlerde, hem şirketin yönetim stratejileri, hem de yasal yükümlülükler ve prosedürler diğer şirketlere göre farklı. Bu nedenle bu şirketlerde avans kâr dağıtımının neden yaygın olarak yapılmadığına ayrıca bakmak gerekir. Ancak halka açık olmayan şirketlerde avans kâr payı dağıtımının yaygın olarak yapılmamasının nedenlerinden önemli birisi de zannediyorum yasal düzenlemeler. Aşağıda, halka açık olmayan şirketlerle sınırlı olarak, avans kâr payı dağıtımının vergisel boyutunu özetlemeye çalıştım.
Dağıtıma esas kazanç tutarı ve dağıtım sınırı
Kâr payı avansı 3, 6 veya 9 aylık ara mali tablolardaki kazançlar üzerinden dağıtılabiliyor.
Dağıtılacak kâr payı avansının sınırları var. Avans tutarı, varsa geçmiş yıllar zararlarının, vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin, varsa imtiyazlı pay sahipleri, intifa senedi sahipleri ve kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarların, oluşan ara dönem kârından indirilmesi suretiyle hesaplanan tutarın yarısıyla sınırlı.
Aynı hesap dönemi içinde izleyen ara dönemlerde de kâr oluşması ve avans kâr payı ödenmek istenmesi durumunda, dağıtılacak kâr payı avansı tutarı yukarıda sayılan unsurların yanında, önceki ara dönemlerde ödenmiş olan kâr payı avansı tutarları da indirilerek hesaplanır. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını geçemez.
Kâr payı avansı işlemlerinde yöneticilerin sorumluluğu
Kâr payı avansı dağıtılmasına karar verilmesi halinde şirket yönetim organınca bazı görevlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Bu görevlerin çoğunun vergi uygulamalarıyla bir ilgisi yok. Ancak, aşağıda belirtilen yöneticilerin iki sorumluluğu, vergi uygulamalarını da bir şekilde etkiliyor.
– Hamiline yazılı pay senedi sahiplerine kâr payı avansı ödenirken gerekli güvencenin alınması.
– Yapılmışsa fazladan ödenen kâr payı avanslarının ortaklardan tahsil edilerek şirkete iadesine ilişkin işlemlerin yerine getirilmesi.
Avans kâr payı dağıtımında stopaj
Avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payı tutarı üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılması gerekiyor. Bu çerçevede örneğin, gerçek kişilere ödenen avans kâr payı üzerinden stopaj yapılıyor.
Avans kâr payının gerçek kişi ortaklar tarafından beyanı
Gelir Vergisi Kanunu’na göre, beyan sınırını geçen temettü gelirleri, gerçek kişi ortaklar tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan ediliyor.
Kâr paylarında elde etme, hukuki ve ekonomik tasarruf tarihi itibariyle gerçekleşiyor.
Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, avans tutarı mahsup edilerek kârın nihai olarak dağıtıldığı tarih itibariyle gerçekleşmiş sayılıyor. Dolayısıyla, avans kâr payının alındığı tarih itibariyle elde edilmiş, beyan edilmesi gereken bir gelir yok.
Buna göre örneğin, 2017 yılı ilk altı aylık kurum kazancından avans kâr payı ödenmesi durumunda, kâr payını alan gerçek kişi, gelir tutarı beyan sınırını geçiyorsa bu geliri 2017 yılı geliri olarak değil 2018 yılı geliri olarak 2019 Mart ayında beyan edecektir.
Stopajın hesaplanan vergiden mahsubu
Beyannameye dahil edilen gelirler üzerinden kesilen vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebiliyor. Bu çerçevede, avans kâr payı üzerinden kesilen gelir vergisinin, beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden mahsubu mümkün.
Stopajın, gelirin elde edildiği yılda yapılmamasının bu açıdan önemi yok. Buna göre örneğin, 2017 yılında alınan avans kâr payı üzerinden 2017 yılında kesilen gelir vergisi, 2018 yılına ilişkin olarak 2019 yılında verilecek gelir vergisi beyannamesinde mahsup edilecektir.
Dönem zararla kapanırsa
Avans kâr payı dağıtılması halinde, kural olarak transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı söz konusu değil. Ancak, hesap döneminin nihai olarak zararla sonuçlanması veya dönem safi kazancının avans kâr payı tutarından küçük olması halinde, Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri çerçevesinde ortaklardan geri çağrılan tutarlara transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanıyor.
Halka açık şirketlerde, avans olarak ödenen kâr payının geri çağırılması söz konusu olmadığından, bu şirketlerde aynı sorun yaşanmıyor.
Bu durumda bir bakıma avans kâr payı tutarı ortakların borcu, kâr dağıtan şirketin alacağı olarak kabul ediliyor ve emsal faiz oranı dikkate alınarak faiz hesaplanması ve vergilendirilmesi gerekiyor.
Dünya Gazetesi 20.10.2017