TBMM yoğun bir mesainin ardından genel kurulda kabul edilen İş Mahkemeleri Kanunu ile çalışma hayatına önemli değişiklikler getirdi.
İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı’nın tüm maddeleri üzerindeki görüşmeleri bitirdi. Yeni düzenlemeye yıllık izin ücreti başta olmak üzere kıdem, ihbar, kötü niyet ve ayrımcılık tazminatlarında zamanaşımı süresi on yıldan beş yıla indirildi. Kıdem, ihbar, kötü niyet ve ayrımcılık tazminatlarında zamanaşımı artık beş yıl olacak. Böylece hem zamanaşımı hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olacak hem de işçi-işveren arasındaki uyuşmazlığın olabilecek en kısa sürede çözümlenmesi sosyal barışa katkı sağlayacak.
Zamanaşımı, bir alacağın ya da hakkın dava yoluyla istenebileceği süreyi ifade eder. Zamanaşımı süresi geçtikten sonra bir hakkın ya da alacağın istenmesi mümkün değildir. 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre ücretler zamanaşımı beş yıldır. Feshe bağlı alacaklar ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ücret niteliğinde sayılan ve beş yıllık zamanaşımına tabi alacaklar arasında sayılmadığı için on yıllık zamanaşımına tabiydi. Bu süre bir hakkın iyi niyetli kullanımı için fazla bir süredir. Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına ilişkin öngörülen on yıllık zaman aşımı süresi içerisinde faiz işletilmesi bazı durumlarda hakkın kötüye kullanımına yol açmaktaydı.
Bu konuda hem işçi hem de işveren tarafından bilinen feshe bağlı alacaklara karşı susmak ve alacak talebinde bulunmamak günümüz koşullarında makul değildir. Feshe bağlı hakların temel amacı işçilerin geçimini sağlaması ve geleceğini kurabilmesine imkân sağlanmasıdır. Bu nedenle alacağını delil ispatıyla ortaya koyabilen işçinin alacak talebinde bulunmaması hayatın olağan akışına aykırı olmaktadır. Hukuk düzeninin bu tür kötüye kullanılan hakkı korunmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan on yıllık süre içerisinde işveren sürekli dava tehdidi altında kalmakta, bu durum aynı zamanda evrak saklama gibi ek iş yükü getirmektedir. İşverenlerin ekonomik anlamda önünü görme ve plan yapma konusunda sıkıntılar yaşanmasına sebep olan uygulamalardan vazgeçmek gerektiği açıktır. Bu nedenle feshe bağlı haklarda beş yıllık zaman aşımının uygulanması iş barışını destekleyen önemli bir adım oldu.
***
Eski haklar ne olacak?
Tazminat alacaklarında beş yıllık zamanaşımı süresi, İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra sona erecek iş sözleşmeleri için geçerli olacak. Yıllık izin ücreti ve tazminatlar için kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri on yıllık süreye tabi olacak. Ancak, zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı beş yıldan uzunsa, beş yılın geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş sayılacak.
***
Feshe bağlı alacaklarda zamanaşımı süreleri ne zaman başlar?
Kıdem tazminatında zamanaşımının başlangıcı, iş akdinin feshedildiği tarihtir. Bir diğer ifadeyle kıdem tazminatına hak edilecek şekilde iş sözleşmesi sona erdiğinde, iş sözleşmesinin sona erdiği gün kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. İş sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmeyen kıdem tazminatı için zamanaşımı süresi (beş yıl) başlar ve dava açılması halinde ödemenin geciktiği süre için hâkim, mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. Aynı şekilde ihbar süresine uyulmaması nedeniyle ödenecek ihbar tazminatı için zamanaşımı (beş yıl) başlangıcı, iş akdinin feshedildiği tarih olacaktır.
Kullanılmayan yıllık izinler, iş ilişkisinin sona ermesiyle ücrete dönüşür. Yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenmelidir. Yıllık izin ücretine ilişkin zamanaşımı (beş yıl) iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlayacaktır.
İşveren, işe iadesine karar verilen işçiyi başlatmaması halinde mahkeme tarafından saptanacak olan ve işçinin dört ay ile sekiz ay arasındaki ücreti tutarındaki tazminatı ödemek zorundadır. İşe başlatmama tazminatı, işe başlatmama kararının alındığı tarihte ödenmelidir. Süresinde ödenmeyen işe başlatmama tazminatı için zamanaşımı süresi, işe başlatmama kararının alındığı tarih olacaktır.
Resul Kurt
Star Gazetesi – 14.10.2017