Ölüm Yardımında SGK Primi ve Vergi / Resul Kurt

Hizmet sözleşmesi ister belirli süreli isterse de belirsiz süreli olsun, onu kendiliğinden sona erdiren bir hal, ölüm (taraflarının ölümü) durumudur. Borçlar Kanunu sistemimizde ilk defa getirilen hükme göre; Hizmet sözleşmesi işçinin ölümüyle sona erince, işverenin işçinin geride kalanlarına belli ölçekte bir ödeme yapması da gerekir.

Yasaya göre; sözleşme işçinin ölümüyle sona erince, işverenin; işçinin “sağ kalan eşine” ve “ergin olmayan çocuklarına” veya bunlar yoksa da “bakmakla yükümlü olduğu kişilere”, ölüm gününden başlayarak;

– Hizmet ilişkisi beş (5) yıla dek sürmüşse “bir aylık”,

– Beş (5) yıldan fazla bir süre devam etmişse de “iki aylık” ücret tutarında bir ödeme yapması gerekir.

Personelin ölümünde zorunlu tutulan ödemelerin dışında bazı işyerlerinde personel veya personelin yakınlarının ölümü halinde ölüm yardımı yapılmaktadır. Bu tür ölüm yardımlarından sosyal güvenlik primi veya vergi kesintisinin olup olmayacağı konusunda işverenler tereddüt yaşamaktadır.

5510 Sayılı Kanun’un 80. maddesine göre personelin ölümü halinde verilen ölüm yardımları prime esas kazanca tabi tutulmaz. Diğer bir ifade ile çalışanlara ölüm halinde yapılan yardımlar miktarı ne olursa olsun SGK prime esas kazancın hesabında dikkate alınmayacaktır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/1’inci maddesinde, “Ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminat ve yapılan yardımlar;” ın gelir vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir. Bu hükme göre, hizmet erbabına; ana, baba, eş veya çocuğunun ölümü nedeniyle verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna tutulması gerekmektedir.

Ancak, hizmet erbabının kendisinin ölümü halinde, varislere yapılan yardım ve ödenen tazminatlar Gelir Vergisi Kanununun uygulama alanına girmemektedir.

Öte yandan, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun “muafiyetler” başlıklı 3’üncü maddesinde,

“Amme idareleri, emekli ve yardım sandıkları, sosyal sigorta kurumları, umumi menfaate hadim cemiyetler, siyasi partiler ve bunlara ait olan veya bunların aralarında kurdukları teşekküllerden kurumlar vergisine tabi olmayanların;

Yukarıdaki fıkrada sayılanlar dışında kalan hükmü şahıslara ait olup, umumun istifadesi için ilim, araştırma, kültür, sanat, sıhhat, eğitim, din, hayır, imar, spor gibi maksatlarla kurulan teşekküllerin;

Veraset ve intikal vergisinden muaf olduğu” hükme bağlanmıştır.

Vergilendirme işlemi vergi dairesince yapılacağından, çalışmakta iken vefat eden personelin mirasçılarına ödeme yapılabilmesi için mirasçıların verginin ödendiğine dair vergi dairesinden verilmiş belge ibraz etmeleri gerekir.

Böyle bir belge ibraz etmedikleri takdirde %5 oranında vergi karşılığı olarak tevkifat yapıldıktan sonra bakiyesinin ödenmesi ve tevkif edilen meblağın da en geç bir hafta içerisinde ilgili vergi dairesine (veraset ve intikal vergisi işlemlerine bakan) yatırılması gerekir.

Dünya Gazetesi | 06.07.2018

About Author

Comments are closed.