Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçları hakkında Yargıtay’ın ilginç 3 adet bozma kararı / Av. Nazlı Gaye ALPASLAN

Temmuz 2017 tarihinde, Yargıtay 11.Ceza Dairesi tarafından sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçları ile ilgili 3 adet önemli karar verilmiştir. Kararların özelliği itibariyle önemli bir karar olması ve ilgililer için yararlı olabileceği düşüncesiyle söz konusu 3 adet bozma kararlarına aşağıda yer verilmiştir:

1- YARGITAY

      11.CEZA DAİRESİ                                                              İlgili Kanun/Madde

Esas No.        2017/3603                                                       213 s. VUK/230

Karar No.      2017/3679                                                       5271 s. CMK/225

Tarihi:            11.05.2017                                                      5237 s. TCK/53

 

ÖZETİ: Sahte fatura düzenlemek ile sahte fatura kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, birbirine dönüşmeyeceği, 5271 sayılı CMK’nın 225.maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, sanık hakkındaki kamu davasının sahte fatura kullanmak suçundan açıldığı gözetilmeden, iddianame dışına çıkılmak suretiyle sahte fatura düzenlemek suçundan hüküm kurulması, 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, yasaya aykırıdır.

 

2- YARGITAY

      11.CEZA DAİRESİ                                                                İlgili Kanun/Madde

Esas No.        2017/5656                                                         5237 s. TCK/207

Karar No.      2017/3654

Tarihi:            11.05.2017

 

ÖZETİ: Sahte fatura düzenleme nedeniyle Vergi Usul Kanunu’na Muhalefet suçundan mahkemenin 2010/49 esas sayılı dosyası ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan Ordu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/4 esas, 2011/146 karar sayılı dosyasında yürütülen yargılama akıbetlerinin araştırılıp mümkünse dosyaların birleştirilmesi, değilse dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dava dosyasına alınması ve eylemin sübutu halinde 5237 sayılı yasanın 207.maddesinde düzenlenen “özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırıdır.

 

3- YARGITAY

     11.CEZA DAİRESİ                                                                 İlgili Kanun/Madde

Esas No.       2016/7259                                                          213 s. VUK/227

Karar No.     2017/2673

Tarihi:           10.04.2017 

 

ÖZETİ: Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227.maddesinin 3.fıkrasındaki “Bu kanuna göre kullanılan veya bu kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi usul Kanunu’nun 230.maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, suça konu faturaların ele geçmemiş olması karşısında; sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının incelenmesine imkan bulunmaması nedeniyle suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı anlaşıldığından katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi hk.

 

ÖNEMLİ NOT:

 

Yukarıda yer verilen 3 adet Yargıtay bozma kararlarının incelenmesinde yarar vardır. Görülmektedir ki, son yıllarda Asliye Ceza mahkemelerinde sahte fatura kullanma ve düzenlemeyle ilgili yüksek miktarlarda hürriyeti bağlayıcı hapis cezaları verilmektedir. Özellikle İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra, Asliye Ceza mahkemelerinin hapis kararları onaylanmaktadır. Yaşanan bir olayda 2006, 2007, 2008 yılları ile ilgili bir vergi mükellefine sahte fatura kullanması nedeniyle 9 yıl 6 ay hapis cezası verildiği görülmektedir. Uygulamada, vergi mükelleflerinin vergi incelemesi sırasında vergi inceleme raporu düzenlenmeden önce, düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığı, pişmanlık talebinin olup olmadığı, sahte olduğu öne sürülen fatura bedellerinin banka sistemi üzerinden ödenip ödenmediği araştırılmadan kararlar verildiği, bilirkişi raporları üzerinde hatalar yapıldığı… vs. hususları dikkate alınmadan mükelleflerin yüksek miktarlarda 9-10 yıl gibi ceza aldıkları son zamanlarda sıklıkla görülmektedir. Bilirkişi raporlarının daha tutarlı olması gerektiği özellikle sahte fatura kullanımı ile ilgili malzeme alımlarının gerçekten alınıp alınmadığının, alınan malzemelerin ve fatura bedellerinin sağlıklı olup olmadığının araştırılması gerekecektir. sa

About Author

Comments are closed.