Seçilmiş Gelir İdaresi özelgeleri – Recep BIYIK

Gelir İdaresi özelgeleri, vergi cezası ve gecikme faizine karşı koruma sağlıyor. Aynı nitelikli özelgeler sadece özelgenin verildiği değil bütün mükellefler için aynı sonuçları doğuruyor. Bu nedenle özelgeler oldukça önemli ve izlenmesi gereken kaynaklar.

Gelir İdaresi’nce verilen özelgelerden seçilmiş bazılarının özetine, yorum yapmadan, zaman zaman bu köşede yer vermeye çalışıyorum.

İşte son zamanlarda verilen özelgelerden seçtiğim bir kaçının özeti. Özelgelerin tam metinlerine Gelir İdaresi’nin internet sitesinden ulaşmak mümkün.

Teşvik belgesi kapsamında yapılan tesisin kısmi bölünme yoluyla devredilmesi durumunda, kurumlar vergisi indirimi nasıl uygulanır?
(04.08.2017 tarih ve 235890 sayılı özelge)

Yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen ve tamamlama vizesi yapılmış olan üretim tesisini kısmi bölünme yoluyla devralan şirket, tesisin işletilmesinden elde edilen kazanca, yatırıma katkı tutarının kalan kısmına ulaşılıncaya kadar, indirimli kurumlar vergisi uygulayabilir.
İndirimli kurumlar vergisi sadece yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımdan elde edilen kazanca uygulandığından;

– Şirkete kısmi bölünme yoluyla devredilen tesisin faaliyeti neticesinde elde edilen kazancın (taşınmaz ve iştirak hissesi alım satımı, mevduat faizi elde edilmesi ve benzeri şekillerde) değerlendirilmesinden oluşan gelirlere indirimli oran uygulanamaz.

– Geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar gibi nedenlerle safi kurum kazancının yatırımdan elde edilen kazanç tutarından düşük olması halinde, indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecek tutar safi kurum kazancını aşamaz .

Teşvik belgeli yatırımın yapıldığı tesiste üretilen malların bir başka malın girdisi olarak kullanılması durumunda, yeni yatırımdan elde edilen kazanç nasıl hesaplanır?(28.07.2017 tarih ve 36594 sayılı özelge)

Teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen komple yeni yatırımın, teşvik belgesi öncesi inşası tamamlanan fabrika binası içerisinde gerçekleştirilmesi halinde, belge kapsamında yapılan üretim tesisinden elde edilen kazancın tamamına indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün değildir. Söz konusu yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren tesiste üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazancın sadece yatırım teşvik belgeli yatırımdan kaynaklanan kısmı indirimli kurumlar vergisine tabi tutulabilir.

Öte yandan, yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen yatırımdan elde edilen ürünlerin doğrudan satışa konu edilmeyip, şirkete ait başka bir fabrikada nihai ürünlerin imalatında kullanılması halinde, üretilen nihai ürünlerin satışından doğan kazançtan, yatırım teşvik belgesi kapsamında üretilen ara ürünlere isabet eden kısmın ayrıştırılarak tespit edilmesi ve sadece tespit edilen bu kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanması gerekir.

Aktifte kayıtlı iştirak hisselerinin iki yıldan uzun süreli olarak vadeli satışından doğan zarar diğer kazançlardan mahsup edilebilir mi?(28.07.2017 tarih ve 13903 sayılı özelge)

En az iki tam yıl süreyle aktifte yer alan iştirak hisselerinin satışının zararla sonuçlanması halinde, bu satışa ilişkin zararların yüzde 75’i kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak kurumun istisna dışı diğer faaliyetlerinden doğan kazançlardan indirilemez. Satışa ilişkin zararların kalan yüzde 25’inin gider olarak matrahın tespitinde dikkate alınabilmesi mümkündür.

Vadeli satışlarda satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi, istisnadan yararlanacak tutarın belirlenmesi açısından önemli olmakla birlikte, zararlı satışlarda satış bedelinin iki yıldan uzun bir sürede tahsil edilmesi bu zararın yüzde 75’lik kısmının kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmasına engel teşkil etmeyecektir.

Sigortalı sabit kıymet çalınırsa, gelir ve gider uygulaması nasıl olur?
(27.07.2017 tarih ve 225438 sayılı özelge)

Vergi kanunlarında çalınan iktisadi kıymet bedellerinin zarar olarak yazılmasına veya bunlar için karşılık ayrılmasına olanak veren herhangi bir hüküm yoktur. Bu nedenle çalınan varlığın bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün değildir. Bununla birlikte, çalınan sabit kıymetle ilgili olarak sigortadan alınan tazminatların gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.Çalınan amortismana tabi iktisadi kıymetler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında olup, buna ilişkin yüklenilen katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacağından, çalınan kıymete ilişkin olarak yüklenilen ve indirim konusu yapılan verginin ilgili dönem beyannamesinde “İlave Edilecek KDV” satırına yazılarak indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

Recep Bıyık

Dünya Gazetesi – 18.08.2017

About Author

Comments are closed.