Geçici verginin beyanı ve özel durumlar / Akif AKARCA, Dr. Mehmet ŞAFAK

 

Devlet bütçe gelirlerinin önemli iki kaynağı olan gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında ticari ve mesleki kazançların hesap döneminin sona ermesini izleyen dördüncü ayın sonunda beyan edilmesi ve ödenmesi, vergisi tevkif suretiyle kesilip aylar itibariyle beyan edilip ödenmek durumunda olan ücret geliri, mevduat faiz geliri ve diğer gelirlere nazaran eşitsizlik yaratmaktadır. Ayrıca yıllık olarak beyan edilen gelirlerde enflasyon nedeniyle kayıplar olmaktadır. Bu nedenlerle ticari ve mesleki kazançlar ve kurum kazançları üzerinde hesap dönemi kapanmadan belli dönemlerde geçici yada peşin vergi alınması uygun görülerek mevzuatımızda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Geçici vergi uygulaması değişik adlarla ve değişik hesaplama şekli ile 1980lerin başından itibaren başlamıştır. Hesap döneminin kapanmasını izleyen yıl mart veya nisan ayında verilecek yıllık beyannamelerde hesaplanıp ödenecek vergiye mahsup edilmek üzere, yıl içinde avans veya peşin gelir veya kurumlar vergisi alınmakta ve bu vergiler verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.
Bu gün yazımızda geçici vergi üzerinde kısaca durduktan sonra geçici vergi beyan dönemleri ve özel durumlarda beyan dönemlerinin ne olacağı, beyanname verilmesine gerek olmayan haller üzerinde duracağız.

Geçici vergi düzenlemesi (GVK mükerrer 120’nci madde)

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120’nci maddesi geçici vergi ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Başlangıçta geçici vergi beyan dönemleri altışar aylık dönemler iken 2001 yılından itibaren yıllık hesap dönemleri üçer aylık 4 döneme bölünmüştür

01.01.2001 yılından geçerli olmak üzere, Bakanlar Kurulu maddede verilen yetkisini kullanarak, geçici vergi dönemlerini üç ay, geçici verginin beyan süresini üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın on dördüncü, ödeme süresini ise on yedinci günü akşamı olarak belirlemiştir.

Geçici vergi beyannameleri ile beyan edilip ödenen geçici vergi (tevkif yoluyla ödenen gelir vergileri dahil) yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile bildirilen vergilerden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen tutar, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı, o yılın sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi halinde mükellefe red ve iade edilir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. nci maddesi hükmünün kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacağı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25’inci maddesinde belirtilmiş, ayrıca 217 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nde de açıklanmıştır.

Geçici vergi beyannamesi verecek mükellefler

Gerçek usulde vergilendirilen bilanço ve işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari kazanç erbabı(basit usule tabi olanlar geçici vergi beyannamesi vermezler),serbest meslek erbabı gelir vergisi mükellefleri geçici vergi beyannamesi vermek zorundadırlar. Adi ortaklık ve kollektif şirket ortakları ile adi komandit şirketlerin komandite ortakları bu şirketlerden elde ettikleri kazançları dolayısıyla geçici vergi beyannamesi vermek durumundadırlar.

Kollektif ve adi komandit şirketlerin tüzel kişiliği mevcut olmakla birlikte vergi mevzuatımızda gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olarak kabul edilmemişlerdir. Ancak,adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite ortakların şirketten aldıkları kazançlar, şahsi ticari veya mesleki kazanç sayıldığından geçici verginin konusuna girmektedir.

Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş eshamlı komandit şirketler ,iş ortaklıkları ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar ve kooperatifler kurumlar vergisi mükellefi olarak geçici vergi beyannamesi vereceklerdir.

Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunan dar mükellefiyete tabi kurumlar, bu faaliyetleri dolayısıyla geçici vergi beyannamesi vereceklerdir.

Kamu iktisadi kuruluşları (belediyelere ait olanlar dahil) ve kamu iktisadi işletmeleri ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeleri kurumlar vergisi mükellefi olarak geçici vergi beyannamesi vermek durumundadır.

Yukarıda sayılanlardan olmakla beraber, gelir veya kurumlar vergisinden muaf olanlar geçici vergi ödemeyeceklerdir. Bunlardan muafiyet şartlarını kaybedenler, mükellef oldukları tarihten itibaren geçici vergi ödemekle yükümlü olacaklardır.

Zirai kazanç sahipleri ile ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve irat elde eden gelir vergisi mükelleflerinin geçici vergi ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Geçici vergi beyannamesi vermeyecek mükellefler ve kapsama girmeyen kazançlar

Yıllara sari inşaat ve onarma işi yapan mükellefler ile noter bulunmayan yerlerde Adalet Bakanlığı’nca geçici yetkili noter yardımcısı olarak görevlendirilenler, bu kazançları dolayısıyla geçici vergi ödemeyeceklerdir. Ancak, söz konusu mükellefler, senelere sari inşaat ve onarma veya geçici yetkili noter yardımcılığı işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya mesleki kazançları için geçici vergi ödemek zorundadırlar. Tasfiyeye giren mükellefler de geçici vergi beyannamesi vermezler

Geçici vergi dönemleri

Geçici vergi, ilgili hesap döneminin üçer aylık dönemleri itibariyle beyan edilecektir.

Buna göre, bir hesap dönemi ile ilgili olarak 4 ayrı geçici vergi dönemi söz konusudur. Geçici vergi dönemleri, hesap dönemi takvim yılı olanlar ile kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenler bakımından farklılık göstermektedir.

Hesap dönemi takvim yılı olan mükellefler

Hesap dönemi takvim yılı olan mükellefler için geçici vergi dönemleri aşağıda belirtildiği gibi olacaktır.

Birinci’ dönem; Ocak-Şubat-Mart, ikinci dönem; Nisan-Mayıs-Haziran, üçüncü dönem; Temmuz- Ağustos-Eylül, dördüncü dönem; Ekim-Kasım-Aralık aylarıdır.

Geçici vergi dönemleri üçer aylık dönemler olmakla birlikte, beyan edilecek kazancın hesaplanmasında 3, 6, 9 ve 12 aylık’ mali tablolar esas alınacaktır.

Geçici vergi beyanında özel durumlar

Özel hesap dönemine geçiş

İşletmeler ilk kuruluşlarında doğrudan özel hesap dönemleri seçebilecekleri gibi takvim yılının esas alan hesap dönemini esas alarak faaliyete başladıktan sonra da hesap dönemlerini özel hesap dönemleri olarak değiştirebilirler. Her iki halde de Maliye Bakanlığı’ndan izin alınması gerekir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için geçici vergi dönemleri, özel hesap döneminin başlangıç tarihinden itibaren üçer aylık dönemler olacaktır.

İşe başlama, işi bırakma veya hesap döneminin değiştirilmesi gibi hallerde geçici vergi dönemleri üç aydan kısa olabilmektedir. Bununla beraber, bu dönemler de geçici vergi beyannamesi verilmesi gereken bağımsız vergilendirme dönemleri kabul edilir. Başlıca örnekleri aşağıda olduğu gibidir.

– İşe başlamada, işe başlanılan tarihin içinde bulunduğu dönemin sonuna kadar olan süre,

– İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihe kadar olan süre,

– Hesap döneminin değişmesi halinde yeni hesap döneminin başladığı tarihe kadar olan süre, ayrı bir vergilendirme dönemi sayılacaktır.

Devir ve bölünme halinde geçici vergi beyanı

Kurumlarda devir ve bölünme hallerinde işlemler devam ederken geçici vergi beyannameleri verilmeye devam edilir. Ancak, geçici vergi beyannamesinin verilme süresinden önce devir işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi beyannamesi verilmesi halinde bu dönem için ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmez.

KVK’nın 19’uncu maddesine göre yapılacak tam bölünme halinde de geçici vergi beyannamesinin verilme süresinden önce aynı döneme ilişkin olarak tam bölünme işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi beyannamesi verilmesi halinde, bu dönem için ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmez.

Dünya Gazetesi | 13.07.2017

About Author

Comments are closed.