Kayıp, çalıntı veya sahte nüfus cüzdanı ile kurulan şirketler / Av. Nazlı Gaye ALPASLAN

 

Son yıllarda sahte veya kayıp nüfus cüzdanı ile şirket kuran kişilerin yaygınlaştığını basından veya günlük hayatımızda sık sık duymaktayız. Son yıllarda insanların ahlak erozyonuna uğraması nedeniyle insanlar başkalarının kimlikleri üzerinde kendi fotoğraflarını yapıştırmak suretiyle şirket kurma veya şirket paylarını devir alma yoluna gittiklerini sıklıkla görebilmekteyiz. Bilhassa limited şirketler yönünden bu uygulamaların sıklıkla yaşandığını ticaret sicil memurluklarında da görebilmekteyiz.

Bilindiği gibi, şirket kuruluşlarında ve şirket pay devirlerinde bu işlemlerin resmi noter huzurunda yapılması zorunludur. Şirket kuruluşu sırasında bizzat mükellefin noterde bulunması gerekmekte iken kimi zamanda vekaletname yoluyla şirket kuruluşu gerçekleştirilebilmektedir.

Limited şirketlerde pay devirleri noter huzurunda pay devir sözleşmesi ve karar ile gerçekleştirildiği gibi aynı zamanda da “ortaklar pay defterine” bu pay devri ile ilgili kayıtlarında şirket merkezinde deftere düşülmesi zorunludur(1). Öte yandan, limited şirkette müdürler, ortakların ad ve soyadları, pay miktarları ve yapılan tediyeler, payların devir ve intikalinin yazıldığı pay defterini tutmakla yükümlüdürler.

Pay devir ile ilgili sözleşmelerin bir nüshasının noter marifeti ile mükellef şirketin bağlı olduğu vergi dairesine yollanması da ayrı bir zorunluluktur.

Nüfus cüzdanı kaybolan kişilerin nüfus cüzdanlarını kaybettikleri tarihi fark eder fark etmez hemen bir dilekçe ile bu durumu ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirmeleri ve aynı şekilde böyle bir başvurunun da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bildirilmesinde yarar görülmektedir.

Diğer yandan, Gelir İdaresi, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.11.2008 tarihli özelgesinde de belirtildiği gibi; nüfus cüzdanını kaybeden veya başka bir şekilde elinden çıkan kişilerin bu durumu vergi dairesine bildirmeleri gerektiği vurgulanmıştır(2).

Gerçek kişilerin nüfus cüzdanlarının kaybolması veya çalınması halinde, kaybolan bu nüfus cüzdanı ile ilgili olarak kötü niyetli kişiler tarafından vergi dairelerinin mükellefiyet tesisin önlenmesi için bilgi verilmesi istenilmektedir.

Vergi mükellefiyeti bulunan ve nüfus cüzdanını kaybeden kişilerin bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat etmeleri ve dilekçeleri ekinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ve nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanın/emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin aslını ibraz etmeleri halinde; GİB/Sicil işlemleri/Gerçek Kişi/Kaybedilen veya Çalınan Nüfus Cüzdanlarına İlişkin Bölüme dilekçe ile müracaatta bulunan gerçek kişinin, adı ve soyadı ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bilgi girişi yapılacaktır.

Sicil programı aracılığıyla MERNİS/Kimlik Paylaşım Sisteminden kişinin çalınan veya kaybolan nüfus cüzdan bilgileri sorgulanacak sorgu sonucu MERNİS’den gelen Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, baba adı, anne adı, doğum yeri, doğum yılı bilgileri vergi dairesince kontrol edilip onaylandıktan sonra MERNİS’den gelen bilgiler ile nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanı/emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin tarih ve/veya sayısının bilgi girişi yapılacaktır.

İşlemi biten dilekçe ve ekleri; mükellefin tarh dosyasında, vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi mükellefiyeti bulunmayanların müracaat ettiği vergi dairelerinde ise açılacak klasörlerde tarih sırasına göre saklanacaktır.

Sonuç olarak, eski şirketleri devir alıp, kullanmak isteyenlere yönelik adayların ve kimliklerinin araştırılarak gerçek alıcı veya hüviyetleri ile beraber gerçek kişi olup olmadıkları irdelenmelidir.

(1) Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına verilen bir yazıda limited şirketlerde pay devri konusunda yeni bir açılım getirilmiş bulunmaktadır. Buna göre;

“Bu itibarla, limited şirket ortaklarının paylarının devri için ticaret sicilinde tescil ve ticaret gazetesinde ilan esas olmakla birlikte, tescil ve ilanın yapılmaması halinde, devre ilişkin devir sözleşmesinin ve bu pay devrinin ortaklar kurulu kararıyla uygun bulunduğunun pay defterine kaydedilmiş olması halinde de pay devredilebilmektedir.

Diğer taraftan, TTK’nun 520. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “Payın devri veya devir vaadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez” hükmü vergi dairesine gönderilmesi üzerine sözleşmelerin şirketin tarh dosyasına konularak kamu alacaklarının takibinde göz önünde bulundurulması ve ayrıca devrin pay devrine kaydedilip kaydedilmediğinin de araştırılması gerekmektedir.” şeklinde bir görüş verilerek limited şirketler bakımından hisse devirlerinde yeni bir bakış açısı ve açılım getirilmiştir. Böylece, limited şirketlerde pay devirlerinde “pay defterinin” de Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın “Limited şirketlerin amme borçları” başlıklı 35. maddesinde 5766 sayılı yasa ile yapılan değişikli…( KB)aranacağı ve bu deftere pay devri konusunun işlenip işlenmediği konuları da ayrıca araştırılacaktır. (Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına yolladığı 4.1.2007 gün ve B.07.1.GİB.0.05.71/7176-150 000124 sayılı yazıları).

(2) Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.11.2008 gün ve B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK/2-8-3252-12096 sayılı özelgesi

Hürses Gazetesi 12.07.2017

 

About Author

Comments are closed.