İşten keyfi çıkarmaya dikkat! – Resul Kurt

İşçi ve işveren arasında çeşitli nedenlerle anlaşmazlıklar oluşması ve iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, iş güvencesi kapsamındaki işçi işe iade davası açarak işine geri dönebilmektedir. Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yetersizliğinden veya işçinin davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Geçerli nedenler işçinin şahsından veya davranışından veyahut işyeri gereklerinden kaynaklanan durumlardır. İşçinin yeterliliği veya davranışlarından kaynaklanan geçerli sebepler, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, işçinin iş sözleşmesine veya işyeri kurallarına aykırı sebepler olarak belirtilebilir.

İş Kanunu’nda geçerli nedenlerin örneklerine yer verilmemiş; ancak, hangi hususların fesih için geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:

– Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.

– İşyeri sendika temsilciliği yapmak.

– Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.

– Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.

– Kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık sürelerde işe gelmemek.

– Hastalık veya kaza nedeniyle 25. maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde (bildirim önelleri artı 6 hafta) işe geçici devamsızlık.

Geçersiz nedenler sadece kanunda belirtilenlerle sınırlı değildir. Şüphesiz bunların haricinde de hakkaniyet ve mevzuat ölçüsünde diğer başkaca nedenlerin de geçersiz neden olarak kabulü mümkündür.

İşçinin mevzuattan/ sözleşmeden doğan haklarının ödenmesi açısından işveren aleyhine adli/idari makamlara başvuruda bulunması (Savcılık/Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi) veya bu konuda daha önce açılmış olan sürece katılması (tanıklık gibi) da işverenin iş sözleşmesini feshetmesi açısından geçerli bir neden oluşturmayacaktır.

İşveren çalışanları arasında ayrımcılık yapamaz. Eşit davranma ilkesi, işverenin hangi şart olursa olsunlar tüm işçilerine her bakımdan eşit davranmasını ifade etmez. Eşitlik ilkesi aynı durumda olan işçiler yönünden geçerlidir.

Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları gerekmektedir. Kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu bu sürelerde işe gelmemeleri fesih için geçerli neden değildir.

Yine, işyerinin devri iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden olarak ortaya çıkmaz. İşçi, sırf işyerinin devrini gerekçe göstererek, önceki işverenden kıdem tazminatı talep edemeyecektir.

Özellikle işe iade davaları sonucunda ödenmesi gereken boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatlarının yüksek oranda olduğu dikkate alınarak, fesih süreçlerinin daha dikkatli yapılması, iş sözleşmesi feshinde keyfilikten kaçınılması ve kurumsal düşünülmesi her zaman daha doğru olacaktır.

Resul Kurt

Star Gazetesi – 05.08.2017

About Author

Comments are closed.